Acıbadem Üniversitesinin ev sahipliğinde 25-25 Ekim tarihlerinde yapılan The Future Healthcare İstanbul 2024 Uluslararası Konferansı'nın bu yıl 5.'si gerçekleştirildi. Konferansta sağlık dünyasının geleceği ve tıptaki yenilikler değerlendirildi. Sağlık hizmetlerinde yapay zeka uygulamalarının sektöre etkisinin konuşulduğu konferansta, Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Baş son dönemin trend konusu olan ‘Açlığı Taklit Eden Beslenme' hakkında merak edilenleri anlattı; 'aç kalma' üzerine kurulu diyetlerden farklı olarak ‘sağlıklı açlık' üzerine kurulu bir sistem olduğunu vurguladı.
"Sağlıklı açlık kavramı ön plana çıkmaya başladı"
Prof. Dr. Murat Baş, "Aslında ‘aç kalma' üzerine kurulu beslenme, özellikle son yıllarda artan obezite ve beraberinde artan diyabet ve şeker hastalığı gibi hastalıkların sonucunda çok fazla gündeme gelmeye başladı. Uzun yaşam beklentisinden dolayı hayatımıza bir şekilde girmeye başladı. Aslında açlık, hiçbir şekilde yiyecek ve içecek almadığınızda sağlıklı bir yaklaşım değil. O zaman kas kaybedebilirsiniz ki biz onu asla ve asla istemiyoruz. Bunun karşısında biz ‘sağlıklı açlık'ı öne çıkarıyoruz" dedi.
"Açlığı taklit edecek kadar enerji ve vitamin veriyoruz"
Prof. Dr. Baş, "Açlığı taklit eden beslenme programında, aslında ‘sağlıklı açlık' uygulaması yapılıyor. Sağlıklı açlıkta vücutta fizyolojik faaliyetlerin devam ettiği kadar bir enerji ve mineral takviyesi veriyoruz" diyerek, bu beslenme biçimiyle ilgili merak edilenleri şöyle aktardı:
"'Açlığı taklit eden beslenme' 5 gün uygulanan ve tercihen birbirini takip eden 3 ay boyunca 3 periyot şeklinde uygulanması gereken beslenme biçimi. İlk gün bin 100 kalori civarında bir enerji alımı ve fizyolojik ihtiyaçları karşılayacak vitamin, mineral alımı söz konusu. 2,3,4 ve 5'inci günlerde de 800 kalori civarında bir enerji ile beraber o ihtiyacı karşılayacak vitamin minerallerin alınması söz konusu."
"Açlığı taklit eden beslenme, diyabeti öteliyor"
Bu beslenme biçiminin kimler için uygun olduğunu da anlatan Prof. Dr. Murat Baş, “Açlığı taklit eden beslenme tabii ki herkes için uygun değil. Sağlıklı bir metabolizmaya sahip olmak birincil şart. Özellikle, diyabet tanısı almamış ama şeker hastalığına çok yakın olan kişilerde uygulanması çok yararlı etkiler gösterebiliyor ve hastalığı öteleyebiliyor" dedi. Diğer yandan, insülin direnci olanlar ile obeziteyi tedavi etmek için cerrahi bir müdahaleye girmeden önce ve girdikten sonra küre takılma dönemlerinde bu beslenme modelinin uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Murat Baş, şunları vurguladı:
"Ama özellikle, tip1 diyabet hastaları yani insüline bağımlı hayatlarını devam ettiren kişiler için uygun değil bu beslenme modeli. 70 yaşın üzerindeki kişiler için de uygun değil. Yeme bozukluğu geçmişi olan ve 18 yaşın altındaki kişilere de önermiyoruz."
Prof. Dr. Uğur Sezerman: "Geleceğin Tıbbı: Veri Analitiği ile Kişiye Özel Sağlık Çözümleri"
Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıp Bilişimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Sezerman da yine son dönemin en yaygın araçlarından biri olan yapay zekayı kullanarak kişiselleştirilmiş tıp alanında geliştirdikleri yeni sistemi anlattı. Prof. Dr. Sezerman'ın 'Geleceğin Tıbbı: Yapay Zekaya Dayalı Omik Veri Analizi ile Kişiye Özel Sağlık Çözümleri' başlıklı konuşması ilgiyle takip edildi.
Prof. Dr. Uğur Sezerman geleceğin tıbbı olarak adlandırdıkları ve üzerinde çalıştıkları sistemi şöyle anlattı:
"Kişiye özel sağlık çözümleri derken, kişinin vücutta ölçülebilen bütün metriklerini kastediyoruz. Bu, DNA'dan başlayarak sizin genetik yatkınlarınız, RNA'dan başlayarak hangi gen ne kadar ifade ediliyor, bunlar nasıl değişmiş ya da epigenetik değişiklikler dediğimiz değişikler bunlar nasıl değişiyor, tüm bunlar inceleniyor ve analiz ediliyor. Metabolitler, protein seviyeleri, bunların fonksiyonel durumları. Bütün bunları dizileme teknolojileri sayesinde bulabiliyoruz. Bu, hastanın sağlık durumunu tüm detaylarıyla belirlememizi sağlıyor. Ve sonrasında sizin karşılaşabileceğiniz hastalıkları belirterek, bu hastalıklara yakalanmamak adına almanız gereken önlemleri belirliyor ve yaşam şekli ve beslenbme alışkanlıklarınıza dair önerilerde bulunuluyor. Aslında koruyucu sağlığı öne çıkarak, hastalanmamak adına yapılması gerekenler hakkında kişiyi yönlendiren bir sistem bu."