Rahmi M. Koç müzesine hafta sonu ziyaretçi akını

Abone Ol
Ticari hayatın simgelerinden biri haline gelen Rahmi M. Koç Müzesi Ankaralılara yakın tarihin en güzel simgelerini göstermeyi amaçlıyor. Son yenileme çalışmaları 2016 yılında yapılan müze, başkentlilerin tatil günlerinde ziyaret ettikleri bir yer haline geldi. Görenlerin tekrar tekrar ziyarete geldikleri müze, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. ZEKİ ALASYA’NIN KOLEKSİYONU İLGİ ÇEKİYOR İki farklı binadan oluşan müzede, oyuncaklardan, çeşitli ticaret alanlarına, eczacılıktan tarıma kadar birçok alanda yakın tarihte kullanılan ürünler yer alıyor. Ürünlerin çoğu gerçek kullanıcıları tarafından müzeye bağışlanmış durumda. Son olarak Zeki Alasya’nın ‘Gülen Buda Koleksiyonu’da, sanatçı Alasya’nın eşi ve kızı tarafından belli bir süre için müzeye bağışlandı. Görenleri şaşırtan Gülen Buda koleyksiyonu, birçok Buda heykelinden oluşuyor. Yaklaşık 3 duvar büyüklüğünde raflara dizilen Buda heykelleri, görsel bir şölen haline gelmiş durumda. MÜZE SÜREKLİ YENİLENİYOR Ziyaretçilerden Delil C.’’İstanbul’dan Ankara’ya taşındım ve müzenin ününü çok duydum. Geldiğim ilk günlerde ziyaret etme şansım olmuştu. Dönem dönem tekrar ziyaret ediyorum, çünkü sürekli yenilenme halinde. Bir önceki sefer görmediğim şeyleri bu ziyaretimde görmüş oldum’’ yorumunu yaptı. Safranhan ve Çengelhan binalarından oluşan müzenin tarihçesi ise şöyle, ‘’Ankara Rahmi M. Koç Müzesi ilk olarak 2005 yılında tarihi Çengelhan binasında kurulmuştur. Çengelhan Kanunî Sultan Süleyman döneminde 1522–1523 yıllarında yaptırılmıştır. Hanın Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa'nın vakfına bağlı olduğu bilinmektedir. Beş yüz yıla yakın bir süre önce inşa edilmesine rağmen günümüze kadar ayakta kalabilen Çengelhan, Ankara'nın hanlar bölgesinde özgünlüğünü bugüne kadar koruyabilen ender yapılardandır. Han, Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak anılan mevkide, bedestenlerin yakınında konumlanmıştır. Dönemin en büyük dört hanından biri olan Çengelhan, çok sayıda oda ve 'develik' kısmı ile hizmet vermiştir. Han, 20. yüzyılın sonlarında terk edilmeden önce, tiftik, yapağı ve ham deri toptan satışlarının yapıldığı bir tabakhane ve yün deposu olarak kullanılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen planlı mimari yapısıyla klasik Osmanlı kent içi hanlarının güzel bir örneğini oluşturan Çengelhan'ın ortasında üstü açık bir avlu vardır. Etrafı tonoz örtülü revakla çevrili avlunun ortasındaki tek katlı dikdörtgen yapı, Koç Holding'in kurucusu Vehbi Koç'un iş yaşantısına başladığı yıllarda kullandığı bir dükkâna da ev sahipliği yapmıştır. ‘’ 2016 YILINDA YENİLENDİ 1511 yılında yaptırılan ve tipik bir Anadolu kervansarayı olarak bilinen Safranhan ise, ‘’Ankara’da sof ticaretinin bitmesinden sonra önemini yitiren Safranhan Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve Cumhuriyet’im ilk yıllarında cezaevi olarak kullanılmıştır. Sonraki yıllarda ise genellikle depo olarak işlev gören han, 2012 yılında Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından satın alınmış, aynı yıl restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. 2016 yılına kadar süren restorasyon çalışmalarında han aslına sadık kalınarak restore edilmiştir.’’ HER HAFTA FARKLI BİR ATÖLYE ÇALIŞMASI Müzede ayrıca çocuklar için tasarlanan ve Faber Castell’in de destek verdiği ‘Hafta Sonu Eğitim Atölyesi’ için müze yetkilisi, ‘’Müze demek yalnızca büyüklerin bir şeyler öğreneceği bir yer değil. Gelişim ve öğrenim çok yönlü sosyal ve kültürel çevreler içinde, onlardan etkilenerek oluşur. Biz de bu nedenle sosyal gelişimin bir parçası olan müzelerde, çocuklar için belli başlı çalışmalar yürütüyoruz. Çocukların, zihinsel, duygusal, bedensel, dil gelişi ve becerilerine katkıda bulunmayı, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmeyi hedefliyoruz. Müzemiz de bu hedefleri gerçekleştirmek için bu tip projelere ön ayak olmaktadır. Eğitim paketimiz, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından onaylanmış ve ilgili okulların kullanımına sunulmuştur. Öğretmenler ve öğrenciler seçilmiş olan eserler konusunda daha detaylı bilgi edinmekle kalmayıp, onları tarih, sosyoloji ve çevre gibi daha geniş kapsamlarda inceleme fırsatını da edinmekte. Çalışmalarımız 2010 yılından beri devam ediyor. 2013 yılında herkesin bildiği gibi Faber Castell de destek vermeye başladı. Etkinliklerimiz müzemizde yer alan Eğitim Atölyesinde yapılıyor. Her hafta farklı bir atölye çalışması gerçekleştiriyoruz. Yani sürekli bir yenilenme halindeyiz. Bunun dışında 1 Ağustos tarihinde, 7 ve 12 yaş arasındaki çocukları kapsayan bir ‘’Müzede Yaz Okulu’’ isimli bir çalışma başlattık. Burada katılan çocuklarımız hem etkinlik yapıyorlar hem de müzedeki eserleri ayrıntılı bir şekilde öğrenmiş oluyorlar’’ şeklinde konuştu. Hafta içi Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri saat 10.00 ile 17.00 arasında ziyarete açıklan olan müze, hafta sonu Cumartesi günleri saat 10.00’dan 18.00’a, Pazar günleri ise 10.00’dan 19.00’a kadar kapılarını açık tutuyor. DÜKKAN SAHİPLERİ MEMNUN Müzenin çıkışında bulunan ve birçok el işi ürünün satıldığı mağazalarda ise hatıra birçok ürünü bulunuyor. Dükkan sahibi Mine Ceylan, ‘’Müzeden ayrılanlar, gezintilerinden sonra buraya mutlaka uğruyorlar. Ankara Kalesi, Çıkrıkçılar yokuşu ve burası hafta sonları aşırı kalabalık oluyor. Biz işlerimizden çok memnunuz. Birçok ürün satıyorum. Çoğunu kendim yapıyorum. Ankara temalı üstü kumaşlı değişik kartpostallar çok tercih ediliyor. Bunun dışında, tülbentler, şallar, el işi takılar da kadınların ve çocukların ilgisini çekiyor. Değerli taşlardan yapılan kolyelerimiz de ilgi çeken ürünler arasında. Fiyatları turistik bir yer olmasına rağmen çok yukarıda tutmamaya çalışıyoruz. Hepsi el yapımı ürünler oldukları için biraz kıymetli. Örneğin bilezik, kolye ve küpeler 10 liradan başlıyor 70 liraya kadar çıktığı oluyor. Pahalı olanlarda gümüş ve bakır gibi ürünler kullanılıyor. Bunun dışında el yapımı ve çizimli kartpostallar var. Bunlar da güzel bir Ankara Hatırası olabiliyor’’ ifadelerini kullandı. (Rozita Merve Hamidi)