Türkiye Koronavirüs ile mücadelede süreç yönetimini başarılı bir şekilde devam ettiriyor. Hem de ‘bana bir şey olmaz’ diyen ve çoğunluğu oluşturan kişilere rağmen. 2 günlük, 4 günlük şeklinde yapılan sokağa çıkma yasakları bu süreçte en çok işe yarayan yöntemlerden biri oldu. Yasakların olduğu günler, iki hafta sonra vaka sayılarından azalmaların görülmesini sağlıyor. Çoğu insan yasaklama olmasa şehir dışına bir şekilde çıkacak, akrabalarını ziyaret edecekti. Ama şimdi bunun önü bir nebze de olsa kısıtlanmış oldu. Haziran ayından itibaren vakaların günlük bin kişinin altına düşmesi bekleniyor… Umarız öyle olur. Şu anda büyük sıkıntılardan biri kuaför ve berberlerin açık olması… Dükkan sahipleri, testlerinin sonuçlarını beklemeden dükkanlarını açmışlar. Bunun da sonuçlarını çok çabuk bir şekilde gördük. Keşke daha dikkatli olunsaydı da virüsten kurtulma dönemine biraz daha hızlı girseydik. Gerçi bu virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor diyenlerin sayısı da hiç az değil. Minimum 1 yıl süreç bu şekilde ilerlemek zorunda olabilirmiş. Yani maskeli yaşamaya, kalabalıklarda mesafeyi korumaya devam edeceğiz. İnsan her şeye alışır eminim ki buna da alışacağız… Sadece bu süreç bitmiş ve hastalıktan kurtulmuşuz gibi davranmaktan vazgeçmeliyiz. Vefat sayıları Türkiye’de ortalamanın çok altında yaşandı. Ama bunu bir de siz o insanların ailelerine sorun. Bunu bir sayı gibi görüyorlar mı? Nasılsa öldürmüyor demek kadar saçma bir şey yok. İnsanlar yine bana bir şey olmaz mantığı ile hareket ediyorlar ve kurallara uymayıp rehavete kapılıyorlar. Maske takmayan çok, siz takıyorsunuz ya ben takmasam da olur diyen çok… Bunun sayısal verileri de açıklandı halbuki. Tek tarafın maske takması sizi korumuyor. Karşılıklı iki kişinin de maske takması gerekiyor. Ama sen gel de bunu bu insanlara anlat…