Güçlü Anadolu Gazetesi Ailesine kocaman bir merhaba!

Bana yer verildiği sürece bu köşede her ne yazacaksam hepsinin orta yerinde eğitim olacak. Olaylara hep bir öğretmen gözüyle bakıp değerlendirecek ve siz okurlarımla paylaşacağım. Kaç kişi okur bilemiyorum ancak okuyanların keyif alacağından eminim. 

Öğretmenlik hayatımda, eğitim yaşamımda ve hayatımın her noktasında sarı bavuldan öğrendiklerimin izi var. Yıl 1980 Ağrı’nın bir köyünde, soğuk bir sonbaharda köyümüzün öğretmeni elinde bir zarfla kapımıza gelmişti. Zarfın içinde sınav sonuç kağıdı vardı ve Sivas Pamukpınar Öğretmen Lisesi’ni kazandığım yazıyordu. Kendimi artık evde misafir gibi görüyordum, herkes de bana öyleymişim gibi davranıyordu. Sivas’a olan yolculuğum yakın bir tarihteydi, içim kıpır kıpırdı ama bir yandan da bilinmeyenin korkusu vardı. Hiç bilmediğim bir yerde tek başıma nasıl kalacaktım bilmiyordum ama aklıma kötü şeyler getirmemeye çalışıyordum. Nasıl olsa tek gidecek öğrenci ben değildim ya. Benim gibi yüzlerce çocuk memleketlerinden çıkıp okumaya gidecekti. 

Ben bunları düşünürken dedem ev ahalisine eşyalarımın yıkanıp ütülenmesi ve hazırlanması için talimat verdi.Evdeki koşuşturma ile içimdeki heyecan daha da artmıştı. Yalnız bir sorunumuz vardı, eşyalar hazırdı ama onu koyacak bir bavulumuz yoktu. Dedem beni Ağrı merkeze bavul almaya götürdü ve epeyce bir süre o soğukta birçok dükkan dolaşıp bavul aradık. Bana kalsa herhangi bir bavul işimi görürdü, ancak dedem hiçbirini beğenmiyor ve dolaşmaya devam ediyorduk. En son küçük bir dükkana girdik, dedem sonunda aradığını bulmuş gibi baktı ve üst üste dizili bavullardan en yukardaki sarı renkli olanı satıcıdan çıkartmasını istedi. Hem satıcı hem de ben neden sarı diye şaşırmıştık. Ama üzerine çok düşünmedim sonuçta sedece bir bavuldu ve gün sonunda tüm eşyalarımı içine yerleştirecektim.

O akşam dedem beni yemeğe götürmüştü ve bolca sohbet edip nasihat dinleme fırsatım da olmuştu. Öncelikle neden sarı bavul aldığımızı anlatmıştı. Genelde insanların siyah ve kahverengi bavul tercih ettiğini, yolculuklarda, otobüslerde bu sebeple bavulların karıştığını hatta kaybolduğunu söylemiş, bu sebeple de sarı bavulun farklı olacağını ve karışmayacağını düşündüğü için onu almıştı.

Ben aradan yıllar geçtikten sonra bunun aslında ne kadar önemli olduğunu anladım. Her şeyin aynılaştığı bu zaman diliminde farklılığın neden önemli olduğunu anlamamda sarı bavulun payı çok büyük. Öğretmenliğimde de hep bu yönde hareket etmeye çalıştım. Öğrencilere soru sorarken bile hep farklı cevap verenleri aradım, bu yöntem ile onları iyi tanıyıp ideal mesleklerine yönlendirme şansını yakaladım.

Haftaya başka bir yazı ile görüşmek üzere, esen kalın…

Editör: TE Bilisim