Şehir efsaneleri, halk arasında yaygınlaşan ve genellikle korku, gizem ve merak uyandıran hikayelerdir. Çoğu zaman doğruluğu sorgulanan bu efsaneler, toplumsal hafızada iz bırakmış ve yıllarca dilden dile aktarılmıştır. Ancak, birçoğu gerçeği yansıtmayan, abartılı hikayelerdir.
Şehir Efsanelerinin Kökeni
Şehir efsaneleri, genellikle halkın yaşadığı korku ve belirsizliklerden doğar. Suç oranlarının yüksek olduğu, gizemli olayların yaşandığı veya doğaüstü durumların söz konusu olduğu toplumlarda bu tür hikayeler daha fazla ortaya çıkar. "Bir arkadaşını kaybeden adam" ya da "gizemli kaybolan turist" gibi hikayeler, şehir efsanelerinin klasik örneklerindendir. Ancak bu tür hikayelerin çoğu, zamanla abartılarak gerçeklikten uzaklaşır.
En Bilinen Şehir Efsaneleri
Yeti - Himalayalar
Himalayalar'da yaşayan Sherpa halkı tarafından bölgede dolaştığı iddia edilen Yeti, bilinen en eski şehir efsaneleri arasındadır. Ülkemizde Kocaayak olarak bilinen Yeti, primat benzeri büyük bir yaratık olarak betimleniyor. Arkasında bıraktığı dev ayak izleri ile kendisini belli eden bu yaratık, çoğunlukla 5 parmaklı olsa da 2-3 ve 4 parmaklı olarak da görüldü. Yeti'lere ait en belirgin bulgu ise 1951 yılında Himalaya tırmanışı sırasında Menlung Üssü yakınlarında bulunan ayak izleridir.
Lanetli Otobüs Durağı - Pekin
Son derece tüyler ürpertici bir hikayeye sahip olan bu olay, tıpkı filmlerdeki gibi karanlık ve fırtınalı bir gecede geçiyor. Bir otobüs rotasında seyir ederken iki adam otobüsü durduruyor. Otobüs durduğunda üç adam otobüse biniyor. Otobüs şoförü, her biri 1600'lü yıllardan kalma kıyafetler giyen adamların aktör olduğunu düşünerek yoluna devam eder. Yolculuk esnasında genç bir adam otobüsten ayrılırken bu üç adamın ayaklarının yere değmediğini fark eder. Ertesi gün durumu polise bildiren genç, söz konusu otobüsün seferini tamamlamadığını öğrenir. Otobüs bir daha bulunamaz.
Al Karısı - Türkiye
Türk-Anadolu inancında kendisine epey yer bulan Al Karısı, lohusa dönemindeki atlara ve kadınlara musallat olan bir varlık! İnanışa göre Al Karısı, lohusaların ve yeni doğmuş bebeklerin ciğeri ile besleniyor. Ülkemizde hala bu mite inananlar var.