Önceki gün Şanlıurfa'da sel oldu. Sağanak yağış tüm şehri felç etti. Okullar tatil oldu. Birçok ev iş yeri kullanılamaz hale geldi. Neden her doğal afette sınıfta kalıyoruz. Daha bir buçuk ay önce Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremler 11 ili tuzla buz etti. 50 bine yakın yurttaş yaşamını yitirdi.
Hatırlarsanız, geçen yıl aynı senaryo Ankara'da yaşanmıştı. Yoğun yağış yüzünden iki kişi yaşamını kaybetmişti. Bir şehir planlanamadı diye ölmek... Riskli binaların yapımına izin verildiği için ölmek... Güvenlik sağlanamadığı için ölmek...
Yaşananları sürekli unutuyoruz. Sadece il ve zaman değişiyor, yaşadıklarımız değişmiyor. Uzmanlar, kuraklık kapıda diye açıklamalarda bulunuyor. Barajların boşalmasına üzülüyoruz. Yağmur haberi geldiğinde sevinmemiz gerekirken yine canımız yanıyor. Çünkü önlenebilecek şeyler yüzünden insanlar ölüyor. Oysa doğa koşullarını dikkate alarak yaşamı inşaa etmek bu kadar zor mu? İnsanlık tarihi boyunca insanlar, doğa koşullarına göre hareket etmiştir. Yaşamını kolaylaştırmak için çözümler bulmuştur. Teknoloji bu noktadayken sırf ihmalsizlik ve bireysel çıkarlar için yaşanan bu acılar normal mi? Dün Adıyaman'da yağan sağanak yağışta bir kişi yaşamını kaybetti. Bugün bu yaşananlara üzüleceğiz ama yarın yine unutacağız. Seneye başka ilde başka bir insan yaşamını kaybettiğinde yine üzüleceğiz. Peki bu böyle ne kadar daha sürecek? Doğal afetlerden dolayı insanlar ölmesin diye önlem almayacak mıyız?
Şehirlerimizin en yakın zamanda tekrardan planlanması gerekiyor. Artık herhangi bir doğal afette can kaybetmemiz gerekiyor.