Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin dördüncü yıl dönümünde 15 Temmuz Demokrasi Şehitliği ile Polis Şehitliği'nde anma programı düzenlendi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un katılımıyla gerçekleşen programa şehit yakınlarının yanı sıra Meclis Milli Savunma Komisyonu Başkanı İsmet Yılmaz, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile bazı milletvekilleri katıldı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin dördüncü yıl dönümünde 15 Temmuz Demokrasi Şehitliği ile Polis Şehitliği'ni ziyaret etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan anma programında, Kur'an-ı Kerim tilaveti okunarak şehitler için dua edildi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, hemen ardından Meclis'te düzenlenen 15 Temmuz programında önemli açıklamalarda bulunarak şunları dile getirdi: "15 temmuz işgal girişiminin 4'üncü yıl dönümünde hain çetenin hedef alındığı Gazi Meclis'te bir aradayız. Gazi Meclis'in şerefli mensupları milli iradeyi kahramanca savundu. Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle mağlup edildiler." “Milletimiz, o gecenin kahramanlarını gönlünün ve zihninin en mutena yerine bir ibret vesikası, bir pusula olarak nakşetmiştir. Böyle anlamlı bir günde ve böyle bir mekânda ifade etmek isterim ki, kaderin irade yayından istikbale bir umut ve iddia oku olarak fırlattığı aziz milletimizin mâzisi, çetin imtihanlardan geçmek, ecnebi tasallutuyla bir avuç hainin tertibi arasında yoğrulmak olmuştur. Evvelâ ve ehemmiyetle ifade etmeliyim ki, biz bir matem töreni, gidenlerin ardından ağıt yakmak için burada değiliz. Burada bir araya gelişimizin gâyesi ve mânâsı, 15 Temmuz ihanetine geçit vermeyen kararlılığın hâlâ diri, o asil mukavemet ruhunun el’an câri olduğunu ilan etmektir” “MİLLETİ ŞEHİTLER VE FEDÂ HİSSİYLE ÖNE ATILANLAR YÜKSELTİR” “Tarihen ve tecrübeyle sabittir ki, cemiyetleri kahramanlar ilerletir, milleti şehitler ve fedâ hissiyle öne atılanlar yükseltir. Dolayısıyla buradaki toplantımız, cemiyetin kahramanlarına, milletin şehitlerine borcunu ödeme, bunu da bıraktıkları asil mirası üstlenerek yapma gayesine matuftur. Şu arkamda gördüğünüz anıt, o gece vatanı istilâ, iradesi esir edilmesin diye meydanlara akıp kökü dışarıda bir ihanet şebekesinin yaktığı zulüm ateşini kanlarıyla söndüren kahramanların aziz hatırasına dikilmiştir. Bu anıtın burada, 100 yıl önce vatan sathının her bir köşesinden verilen destekle açılmış olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bahçesinin kalbinde yükselmesi boşuna değildir ve bunun iki esaslı sebebi vardır. Evvela, 100’üncü yılını iftiharla kutladığımız bu yüce Meclis, Millî Mücadele’nin karargahlığını yapmış ve gazilik ünvanını her zerresiyle haketmiş bir millî merkezdir. İkincisi, 15 Temmuz gecesi işbirlikçi kimlikleriyle en net bir şekilde ortaya çıkan ihanet çetesinin ana hedeflerinden birisi de, Millî Mücadele'nin karargahı ve millî iradenin tecelligahı olan bu yüce Meclis olmuştur. Buraya saldırmışlardır, çünkü düşman tasallutunun içimize sızdırdığı bu ihanet taifesi zannetmiştir ki, düşman toplarının sesi Polatlı’dan gelirken bile direnmeyi teslimiyete tercih eden bu millî merkez düşürülürse Türkiye’nin diz çökmesi kolay olacaktır. Fakat öyle olmadı ve hainin hesabı tutmadı. O gece bu yüce Meclis’te, az ileride Genelkurmay kavşağında millet direnirken, az yukarıda Emniyet Genel Müdürlüğü önünde emniyet güçlerimiz ve vatandaşlarımız hainlere geçit vermezken, gazi Meclis’in şerefli mensupları, bombaların altında millî iradeyi kahramanca savundular.” TBMM Başkanı Şentop, son olarak sözlerini şöyle sürdürdü: “TÜRKİYE’NİN GİDEREK GÜÇLENMESİ, 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ASIL SEBEBİDİR” “Ekonomide, savunma sanayinde, bağımsız enerjiye ulaşma çalışmalarında, eğitimde, sağlıkta, dış politikada ve daha bir çok alanda Türkiye’nin giderek güçlenmesi, 15 Temmuz darbe girişiminin asıl sebebidir. 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a kadar bütün darbelerin gayesi ve ana hareket noktası, Türkiye’nin bir güç olarak öne çıkmasını, bağımsız politikalar geliştirmesini, küresel paylaşımın nesnesi olmaktan çıkıp ana aktörlerden biri olmasını engellemektir. Her on yılda bir gerçekleşen, nesilleri tarumar eden, vatandaşla devleti arasında aşılmaz duvarlar örüp siyasi kan davaları başlatan ve milleti yoksullaştıran bütün darbeler, Türkiye’nin ilerlemesine, kalkınmasına ve refahına yönelik yabancı kaynaklı saldırılardır. Dolayısıyla, 15 Temmuz hain darbe girişimini anarken, şehitlerin kahramanlığını ve gazilerin fedakarlığını hatırlamakla yetinemeyiz. Eğer o gece milletimizin gösterdiği direnişin gereğini yapmak istiyorsak, Türkiye’nin kalkınması, büyümesi ve bağımsız bir güç olarak yükselmesi yönünde geliştirilen politikaları sürdürmek zorundayız” (Eren GÜVENDİK)