Hayat paylaşımlardan ibaret. Aklımıza gelen her şeyi birileriyle paylaşabiliyoruz, hayatımızı bile. Bu esnada da tabi esas paylaşılan şey sevgi oluyor.
Sevgi hayatımızın önemli sözcüklerinden birisi. Mumla aradığımız bu sihirli sözcüğü gün geçtikçe para ile de satın alınamayacak duruma gelecek. Paranın her şeyi satın aldığına bakmayın! İnanının sevgiyi ve bu sevgiyi gönülde hissederek paylaşımda bulunanları bulamayacaksınız. Paranız ne kadar çok olursa olsun, satın da alamayacaksınız. Onun için gerçek sevgiyi hissederek gönüle indiren insanların değerini bilin. Çünkü bu insanlar gün geçtikçe azalıyor, bunların sayılarında azalma oldukça dünya daha kötü bir hal almaktadır.
Bahsettiğimiz bu insanlarla sevgiyi paylaşın, çünkü sevgi paylaşımdır. Sevgi paylaştıkça çoğalır ve anlam kazanır. Onu hiçbir zaman değersiz kılmayın. Sevgiyi sözde bırakmayın, gönüle indirin. Gönüle inen sevgi anlam kazanır. Sizlerle bu konuda ders niteliğinde bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. hikayeyi okudukça bana hak vereceğinizi daha iyi anlamış olacaksınız.
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. "Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan işte demiş ermiş, 'kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse,o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.
Okuduğunuz hikayede de görüldüğü gibi birbirinizi düşünerek sevginizi paylaşın. Bu paylaşımlarda bulunan anne, baba, eş, sevgili, dost, arkadaş kim olursa olsun, yaşamına anlam katmış olacaktır. Bu anlamı büyütmenin ve geliştirmenin anahtarı bizlerin elinde. O anahtarın sürücüsü biziz. Nasıl kullanırsak o şekilde şekil almış olur ya da yol almış olur. Siz değerli okuyucularıma buradan tavsiye ediyorum; gidin ve elinizdeki sevgi anahtarına sarılın, onu doğru kullanmasını bilin. İnanın ki günümüz koşullarında elimizde kalan tek ama tek hazinemiz kendisidir. Hazinenizi koruyun derim.. İyi hafta sonları diliyorum. Hoşçakalın..