Yaşadıklarını gazetecilere anlatan Terzi şöyle dedi:
"Antalya'ya gittim. Beni Afrika sineği diye bir sinek ısırmış. Ben bunun farkına varmamıştım. Nisan ayında gitmiştim Mayıs ayında uyku, yorgunluk, halsizlik başlangıcı oldu. Araba kullanamıyordum. Orada tedavi yaptırmak istediler ancak kabul etmedim. Zonguldak'a geldim. Burada bir teşhis koyamadılar. İstanbul'a tedavi için gittim. Çapa Tıp Fakültesi'nde tedavim başladı. Yüzümde yaralar çıktı önce mantar hastalığından şüphelendik. Enfeksiyon bölümünde iki ay günü gününe yattım. Orada bu hastalığın layşmanya hastalığı olduğu tespit edildi. Yürüyemez hale geldim. Unutkanlık, uyku, halsizlik başladı. Hastaneden taburcu olduktan sonra bile yürüyemedim. Bir kilo yük dahi taşıyamıyordum. Şimdi bile iyiyim görünüşte ama gücüm yok. Halen daha bir yıl boyunca tedavim sürecek. Başımdan böyle bir olay geçti. Ellerinden gelenin en iyisini Çapa Tıp Fakültesi'nde yaptılar. Devletten Allah razı olsun. Bir kuruş dahil para vermedim. Gerçekten çok pahalı ilaçlar var ama bir kuruş ödemedim. Allah devletimizden razı olsun."
"Yüzümdeki yaralar sebebiyle maske takıp dışarıya çıktım"
Yaralar sebebiyle tanınamayacak hale geldiğini anlatan Murat Terzi, "Akrabamın ya da dostlarımın düğünü oluyordu. Sokağa çıkamıyordum. Halen bile eski fotoğraflarımı gösteriyorum arkadaşlarım inanmıyor. Sokağa çıkamıyordum. Çok zor bir süreçti. Mecburen gidiyordum. Maske takıyordum. Beni gören dolmuşa binmek istemiyordu. Yanıma oturmak istemiyordu. Bulaşıcı olan bir hastalık olmamasına rağmen insanlar yanıma yaklaşmıyordu. Vücudumda kanımı özellikle enfeksiyon sarmıştı. Halen daha tedavim devam edecek. Ama şu anda iyiyim yaralarım döküldü" diye konuştu.
Öte yandan, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi'nden Prof. Dr. Rafet Koca, söz konusu layşmanyaz parazitinin sineklerle taşındığını ve sineğin paraziti bulaştırdığı her yerde yaralar meydana gelebileceğini ifade etti.
İHA