Sokak köpeği sorunu büyükşehirlerde son yıllarda giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu sorunu tartışırken her zaman madalyonun iki yüzünü de eşit şekilde göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Birincisi, sokak hayvanlarının da bir canlı olduğunu ve onların da bizler kadar yaşam hakkı olduğunu unutmamalıyız. İkincisi ise aynı şOsmanlı mimarisinin en güzel eserlerinin sahibi olan Mimar Sinan‘ın yaşam öyküsünü ve başarılarını aktaracağım bugün sizlere.ekilde yerel ve merkezi yönetimlerin her bir vatandaşı için sokaklarda, caddelerde ve parklarda güven içerisinde yürüyüş imkanını sağlaması gerekiyor.
Sokak köpeği meselesinde en büyük sorun da maalesef burada ortaya çıkıyor. Madalyonun iki yüzünü göremeyenler, bazen sorunun kaynağı olabiliyor. Kendi rahatı için başka bir canlıya saygı duymayan, onun yaşam hakkını hiçe sayan kişiler, hatta bazen kurumlar, hayvanlara işkence edebiliyor, onları katledebiliyor. Diğer taraftan başkalarının gayet makul olan güvenlik sokak ve cadde talebini umursamayan kişiler de sokak hayvanları sorununa yönelik geliştirilen ya da geliştirilecek olan çözümleri toptan yok sayabiliyor, hatta zaman zaman buna savaş açabiliyor. Petshoplardan satın alınan ve sokağa bırakılan sokak hayvanları da ayrı bir sorun.
Avrupa’nın hiçbir kentinde sokaklarda dolaşan başıboş köpek göremezsiniz ve ülkemizde de bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Ankara’da sokak köpeği sorununun en çok yaşandığı ilçelerin başında ise Çankaya geliyor. Nitekim son olarak Sayıştay da yaptığı denetimde bu probleme dikkat çekmiş. Çünkü, köpek saldırıları ve ısırmaları nedeniyle belediyeye açılan davalar belediye aleyhine sonuçlanıyor ve bu da ciddi mali bir yüke neden oluyor. Sayıştay’ın raporuna göre Çankaya Belediyesi, 2015 yılından bugüne kadar 92 bin TL tazminat ödemiş. Raporda, şu ifadeler dikkat çekiyor:
“Belediye sınırları içinde oluşan köpek saldırıları ile ısırmaları nedeniyle davalar açıldığı, belediye aleyhine sonuçlanan bu davaların mali yük oluşturduğu görülmüştür. Düzenlemeler çerçevesinde belediyelerin Veteriner İşleri Müdürlüğü, sokak hayvanları için ‘Kısırlaştır, Aşıla ve Yerinde Yaşat’ çalışması yapmak zorunda kalmakta; belediye sınırları içinde yaşayan ilçe sakinlerinin maruz kaldığı hayvan saldırıları ve ısırmalarda etkin mücadele sağlayamamaktadır. Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, aşılanması ve rehabilite edilmelerinden sonra alındıkları ortama, yani sokağa salıverilmeleri bir kanun hükmü olduğu için belediyelerin bu hayvanları alıkoyma yetkileri bulunmamaktadır.”
Sayıştay’ın da gündemine aldığı bu konu gerçekten büyükşehirlerde çözülmesi gereken öncelikli meselelerden biri. Sorunu çözerken de dediğimiz gibi herkesin, madalyonun iki yüzünü dikkate alarak hareket etmesi gerekiyor.