Söz, soru soranların!

‘10 Ocak çalışan Gazeteciler Günü’ nedeniyle açıklamalarda bulunan Ankara’daki basın emekçileri, basın sektöründe yaşanan temel sıkıntılara işaret ettiler. 59 yıl önce verilen mücadele ile kazanılan h...

Abone Ol
Sultan Yavuz / 24 Saat Gazetesi Muhabiri Gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün olan 10 Ocak 1961, aynı zamanda “hak verilmez, kazanılır” örneğidir. Güne konu olan ve gazetecilerin yasal ve sosyal haklarını güvence altına alan  “212 Sayılı” yasa, bir direnişin sonucudur. Söz konusu yasal sorumlulukları kabul etmek istemeyen dokuz gazete patronunun ortak bildirisiyle üç gün gazetelerini kapatmalarına karşın, gazeteciler boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayınladılar. Çalışan Gazeteciler Günü de bu olayın sonucunda ortaya çıktı. Bugün hak gasplarının olduğu, emeğimizin karşılığını alamadığımız, güvencesiz çalışmaya mahkûm edildiğimiz günlerde, bu direniş örneği üzerine yeniden düşünmek gerekiyor. Baskısız, sansürsüz, sömürüsüz, özgür basının olabileceği inancını kaybetmeden, başka bir gazetecilik mümkün diyorum. Mehmet Akgün / Yeniçağ Gazetesi Muhabiri Gazetecilik kutsal bir görev olmasının yanı sıra bir denetim mekanizmasıdır. Kamuoyunun enformasyon ihtiyacını karşılayan tek meslektir. Ancak ne yazık ki bu kutsal görevi yerine getiren gazeteciler hak ettikleri değeri göremiyorlar. Ülkemizde basın kişilerin, kurumların hatta partilerin sözcüsü konumuna gelmiş durumda. Böyle bir durumda basında özgürlük beklemek, deveden hendek atlamasını beklemek gibi... İşin en acı yanı ise 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde sektörde neredeyse çalışan gazetecinin kalmayışı… Son on yılda işsiz kalan gazeteci sayısı on bini aştı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ise 119 basın yayın kuruluşu kapatılırken, son 5 yılda 3 bin 804 gazetecinin basın kartı iptal edildi. Sektör böyle bir durumdayken 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü de anlamını yitiriyor. Neyse biz bir sonraki 10 Ocak’ı bekleyelim. Belki gelecek yıl çalışan gazetecilerin olduğu, basın özgürlüğünün olduğu, gazetecilerin özlük haklarını alabildiği bir yıl olur. Biz yine yağmur-çamur, kar- kış, soğuk- sıcak, aç- tok demeden kıymetli mesleğimizi yaşatmaya devam edeceğiz. Çalışan, çalışmayan yüreği gazetecilik aşkıyla yanan tüm meslek büyüklerimin, arkadaşlarımın gününü Güçlü Anadolu Gazetesi aracılığıyla kutluyorum. Seda Tolmaç / Ticari Hayat Gazetesi Muhabiri Her 10 Ocak’ta aynı duygularla yazıya döküyoruz düşüncelerimizi… Her 10 Ocak’ta basın ve ifade özgürlüğünün önemine değiniyoruz. Her 10 Ocak’ta gazetecilerin yaptıkları haberler, yazdıkları yazılar nedeniyle bedel ödemek zorunda kalmamasını temenni ediyoruz çünkü biliyoruz ki, basının özgür olmadığı toplumlarda ne adaletten ne de demokrasiden tam anlamıyla bahsedilebilir… Tam bir demokrasi ve adalet istiyorsak eğer, basın özgürlüğüne ihtiyacımız var. Basın özgürlüğüne duyduğumuz ihtiyacı, basın emekçilerinin emeklerinin karşılığını alabilmesine duyduğumuz ihtiyacı ve elbet adalet ve demokrasiye duyduğumuz ihtiyacı bu yıl da dile getiriyorum ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde, çalışan, çalışamayan, çalıştırılmayan tüm meslektaşlarıma ve mesleğin ustalarına sevgi ve saygımı sunuyorum. Daha özgür, daha bağımsız, daha adil günleri yaşamak dileğiyle… Alper Şaşmaz / Zafer Gazetesi Muhabiri Sanırım 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde 'çalışabilen' kesimde olduğum için şanslı hissetmeliyim. Sektörde işsizlik oranı yüzde 25-30 arasında. 10 bin kişilik sektörün şu anda 3 binden fazlası maalesef işsiz ve bu oran giderek artıyor. Yerel Gazetelerde de durum zor devam ediyor. Çok fazla İletişim Fakültesi olması nedeniyle her yıl çok sayıda mezun veriliyor. Sektördeki istihdam sorunu çözülmeden bu kadar mezunun olması sorunların artarak devam etmesine neden oluyor. Tamer Arda Erşin / Anayurt Gazetesi Muhabiri Çalışan gazeteciler gününü çalışamayan, işsiz bırakılan gazeteci arkadaşlarımızla kutlamaya çalışıyoruz. Çalışıyoruz çünkü basın şu anda tam bir abluka altında. Haber yazdıkları için haber kaynakları kesilen, işsiz bırakılan yani gazetecilik yaptığı için işsiz kalan arkadaşlarımız var. Bu sorunlardan çıkışısın tek yolu gazetecilerin örgütlü mücadelesinden geçiyor. Basın şuncu, buncu yaftasından kurtulmak için örgütlenip editöryal bağımsızlığını sağlamalı. Tolga Alca / Başkent Gazetesi Muhabiri Türk basın tarihine ‘Dokuz patron olayı’ olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün 10 Ocak 1961’dir. 4 Ocak 1961'de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak günü kutlama günü oldu. Bir basın çalışanı olarak bu hakların sürekli olarak korunmasından yanayım. Özellikle 4 yıllık üniversitede gazetecilik bölümünden mezun olan gençlerin işsizlik sorununun ya da güvencesiz çalışma koşullarının varlığını göz önüne alırsak meslekte ciddi sorunların hala devam etmekte olduğunu görürüz. Bununla birlikte çalışan ve özlük haklarını elde eden gazetecilerin de sürekli olarak bir siyasi taraf olarak algılanması ya da algılatılması mesleki etik açısından olumlu bir yaklaşım degil. Her meslek grubunda çalışan bireylerin muhakkak bir siyasi görüşü vardır. Fakat gerçek bir gazeteci kendi siyasi görüşünü medya organlarıyla dayatma mücadelesine girmemelidir. Çünkü gazetecilik toplumun haber alma özgürlüğüne hizmet eden bir meslek grubudur. Mesleğimizdeki tüm olumlu ve olumsuz realiteleri bir kenara koyarak, çalışan veya çalışamayan tüm gazetecilerin bu anlamlı gününü kutluyorum. Esra Sarı / Ticari Hayat Gazetesi Muhabiri Tüm meslektaşlarımın 10 Ocak 'Çalışan Gazeteciler Gününü' öncelikle kutluyorum. Gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde gazetecilik mesleğini icra etmek zordur ama bir yandan da oldukça keyiflidir. Ülkemiz içinde yaşadığı durumda gazetecilik mesleğini icra etmek, icra etmeye çalışmak oldukça zor. Ama gazetecilik mesleği kanınıza bir kere işlediyse eyvahlar olsun. Yandınız... Bu öyle bir meslek aşkı ki içinde yaşadığınız kötü şartlara rağmen işi bırakamıyorsunuz çünkü o işin keyfini bir kere almışsınız. Benim içinde gazetecilik aşkını yakan, alevlendiren ise gazetecilik mesleğinin kanımda olduğunu keşfetmemle başladı. Bu mesleğin içine giren pişman, bir de girmek isteyen pişman. Öyle ki iki ucu da karabatak. Ama diğer meslek grupları içinde en kutsal mesleklerden biridir gazetecilik. Bu yüzden bu kutsal mesleği icra eden, etmeye çalışan ya da edemeyen tüm arkadaşlarımın çalışan /çalışmayan gazetecilerin gününü kutluyorum. Fikirlerin özgürce kaleme alınabildiği, baskı-mağduriyetin yaşanmayacağı en önemlisi ise emeğimizin karşılığını alabildiğimiz günlere kavuşmak dileğiyle. Unutmayın ki basın; yasama, yürütme ve yargıdan sonra en büyük dördüncü güç. Aydınlık yarınlara ulaşmak dileğiyle.. Osman Akdoğan / İlk Sayfa Gazetesi Toplumun her alanda yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna aktarmak adına gece-gündüz demeden canla başla çalışan meslektaşlarımızın ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü yürekten kutluyorum. Ülkemizde barış, huzur ve güven ortamının güçlenmesi, milli birliğin ve beraberliğin sağlanması için siyasiler kadar gazetecilere de büyük bir görev düştüğünü düşünüyorum. Bu duygularla görevlerini yaparken hayatlarını kaybeden basın çalışanlarını rahmetle anıyor, bütün basın çalışanlarına selamlarımı iletiyorum.” Emre Yılmaz / Sonsöz Gazetesi Muhabiri Tarafsız, ilkeli ve basın ahlakını gözeterek halkı doğru bilinçlendirmek için çalışan tüm gazeteci meslektaşlarımın 10 Aralık Çalışan Gazeteciler gününü öncelikle kutluyorum. Çalışan bir gazeteci olarak mesleğimi halka doğru bilgiler vermek amacıyla kullanıyorum. Kamuyu doğru bilgiler ışığında aydınlatan, tüm şartlar altında doğru, tarafsız, gerçek haber yaparak vatandaşları bilgilendiren bizler siyasi parti, kurum ayırt etmeksizin her zaman doğrunun yanında yer almaya devam edeceğiz. Bu kapsamda özgür, bağımsız, tarafsız haber yapan meslektaşlarıma bu özel günde teşekkürlerimi iletiyorum. Zehra Şahindokuyucu / Başkent Gazetesi Haber Müdürü 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den beri 10 Ocak günü düzenlenen Türkiye’ye özgü bir kutlama günü. Ancak ülkemizdeki gazetecilerin halini uzun uzun anlatmaya gerek yok, herkes az çok bunu yorumlayabiliyor.  Oysa daha özgür, daha insanca bir gazetecilik mümkün. Bunun koşulları hiç de zor değil. Ben ve benim gibi düşünen meslektaşlarımın bu umutla gazetecilik mesleğine ve bu mesleği icra etmeye devam edeceğiz. Bu umutla tüm meslektaşlarımın Gazeteciler Günü’nün kutluyorum. (Kadir GÜRHAN)