“Sürrealizm benim”

Sürrealist bir ressam olan Salvador Dali; yaşam tarzı, hayata bakış açısıyla her zaman sanat yaşamında farklılığı yakaladı. Kendisinden önce doğan ve ölen kardeşinin anne...

Abone Ol

Sürrealist bir ressam olan Salvador Dali; yaşam tarzı, hayata bakış açısıyla her zaman sanat yaşamında farklılığı yakaladı. Kendisinden önce doğan ve ölen kardeşinin anne ve babası tarafından daha çok sevildiğini düşündü, iç sesi sürekli kardeşi ile çekişti. Bugün köşemde dünyaca ünlü sanatçının yaşam ve sanat öyküsünü sizlere aktarmak isterim.

“Salvador Dali 11 Mayıs 1904'te, İspanya'nın Figueres kentinde, çok sevdiği körfez kıyısındaki evinde doğdu. Kendisinden 9 ay önce sindirim yolu iltihabından ölen 3 yaşındaki abisinin ismini almıştı: Salvador...

Salvador, ölen kardeşine ikizi kadar benziyordu. Ailesi, bu şok ölümü Dali'ye anlatıyor; ilk Salvador'un mezarına götürüyor ve onu bir ayna olarak görüyordu. Salvador Dali bu yüzden küçük yaşta kimlik sorunu yaşıyor, kendisini ailesine kanıtlamak için histeri krizleri geçirip teatral hareketlerde bulunuyordu.

1973'te hiç tanımadığı kardeşi hakkında şöyle yazdı:"Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu... Babamın sevgisinin bu sınırları, yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu benim için."
 Ailesinin dikkatini çekmek için yaptığı histeri krizleri, teatral hareketler alışılagelmiş şeylerdi. Uzun süre, onu fetheden kızkardeşi Ana Maria’nın doğumu bile onu düzeltmeye yetmedi. Aksine zaman geçtikçe farklılığını ifade etme isteği daha dayanılmaz hale geliyordu.

Hasta çocuk; 10 yaşında yaptığı ilk self-portresinin ismiydi. Bir süre sonra ilk resim kursuna başladı. Öğretmeni Juan Núñez iyi bir ressamdı; ondan karakalem çalışmayı öğrendi. Daha sonra Catalan (İspanyanın Kuzey doğusunda yaşayan Catalanca adında farklı bir dil konuşan insanlara verilen isim) empresyonist ve realistlerini tanıdı. Daha sonra Kübizm ve Juan Gris‘i keşfetti.

20’li yılların başında Madrid San Fernando Akademisine başladı ancak bir süre sonra okuldan atıldı ve yine bir süre Girona’da tutuklu kaldı. (1923) Daha sonra tekrar okula kabul edilse bile 1926’da tamamen atıldı. Bunu takip eden yıl Paris’te Picasso’yla tanıştı. 10 yıl sonra Londra’da Stefan Zweig onu Sigmund Freud’a tanıttı. 1923’te Madrid’de Luis Bunuel ve Garcia Lorca ile tanıştı. Dali, Pubol Şatosundaki yangından kurtulduktan sonra; 23 Şubat 1989’da Figueras hastanesinde, 84 yaşında öldü.