Kariyerini Paris Olimpiyatları'nda sonlandıran milli güreşçi Taha Akgül veda mesajında, "Dünyanın en güzel bayrağını hakkıyla devraldım, şerefiyle alnımın akıyla hak ettiği yere çıkarttım.
Hiçbir rakipten korkmadan her şampiyonada savaşarak kahramanca mücadele verdim. Tertemiz bir kariyer bileğim hakkıyla alnımın teriyle yazıldı hamdolsun. Şimdi sancağı başka bir Türk gencine devretme zamanı" dedi.
2024 Paris Olimpiyat Oyunları'nda milli güreşçi Taha Akgül, serbest stil 125 kiloda Kırgızistanlı Aiaal Lazarev'i 7-0 mağlup ederek bronz madalya kazandı. Müsabakanın ardından ayakkabılarını mindere bırakan Akgül, güreşe veda etti. Milli güreşçi sosyal medya hesabından veda mesajı paylaşarak şunları söyledi:
"Hayatta her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi dün itibariyle spor kariyerimin de sonuna geldik. Çok duygusal günler geçiriyorum. Sivas’ta babamızın sayesinde evin ortasında abimle güreşerek başlayan spor hayatım Paris Olimpiyat Oyunları'nda son buldu. Güreş hayatımı; 1 Olimpiyat şampiyonluğu, 2 Olimpiyat üçüncülüğü, 3 dünya şampiyonluğu, 11 Avrupa şampiyonluğu...
Öyle güzel bir kariyer, öyle güzel tarihi başarılar nasip etti ki Allahu Teala kazanamadığım hiçbir şampiyona hiçbir turnuva kalmadı. Ne kadar şükretsem az kalır. Dünyanın en güzel bayrağını hakkıyla devraldım, şerefiyle alnımın akıyla hak ettiği yere çıkarttım. Hiçbir rakipten korkmadan her şampiyonada savaşarak kahramanca mücadele verdim. Tertemiz bir kariyer bileğim hakkıyla alnımın teriyle yazıldı hamdolsun. Şimdi sancağı başka bir Türk gencine devretme zamanı. Kolay değil, beni ben yapan işimi her şeyimi ona borçlu olduğum ekmeğimi kazandığım güreşi bırakmak. Ama her güzelliğin bir başlangıcı olduğu gibi sonu da oluyor. Gerek yaşadığım sakatlıklar gerek üzerimdeki sorumluluktan dolayı yaşadığım stres, ailemden eşimden ayrı senenin her günü kampta kalmak ve en önemlisi zirve de bırakmayı hak eden kariyerim yüzünden bu kararı almış bulunuyorum. Kariyerim boyunca her zaman bana destek olan başta sevgili eşim ailem abim Abdullah hocam ve bütün hocalarım takım arkadaşlarım çalışan personellerimiz başta olmak üzere bu kadar uzun süreçte üzdüğümüz kırdığımız dertlerine yetişemediğimiz insanlar arayamadığım soramadığım ihmal ettiğim büyüklerim akrabalarım arkadaşlarım olduysa eğer haklarını helal etsinler. Kariyerim boyunca Sivas’tan nasıl çıktıysam öyle kalmaya devam ettim. Geldiğim o küçük şehri, küçük mahalleyi mütevazı hayatımı hiç unutmadım. Bundan sonraki süreçte biraz dinlenip kendime geldikten sonra nasıl 20 senedir bir nefer olarak ülkeme hizmet ettiysem bundan sonra da bana ihtiyaç duyulduğu her zaman karşılık beklemeden ülkem için milletime hizmet etmeye hazır olacağım. Hepinizi vatanına şerefiyle hizmet etmiş bir Türk genci olarak Allah’a emanet ediyorum."