Dünyanın nüfusu her geçen gün artmaya devam ediyor. Artmasına artıyor da nüfus arttıkça dünya üzerinde var olan ihtiyaçlar da artmaya devam ediyor ve beraberinde ihtiyaçların karşılanmasında da sıkıntılar ortaya çıkıyor. Son iki yıldır içerisinde olduğumuz pandemiyi de düşünecek olursak birçok ürünün tedariki konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Birçoğu ise hayati önem taşıyan ilaç gibi ürünler.

Nüfus arttıkça ortaya çıkan sorunları konuşmaya devam edersek ülkemiz için en çok ulaşım konusunda sıkıntı yaşandığını düşünüyorum. Hele ki büyükşehirde yaşıyor ve çalışıyorsanız hayat sizin için daha da zor olmaya başlamış olabilir. 

Trafik sorunu için artık kesin çözümlerin üretilmesini düşünüyorum. Bu sorunu çözmek için ilk yapılması gereken ise toplu taşımayı kaliteli bir hale getirmek olmalı.  Büyük kentlerimiz bu açıdan önemli adımlar attı; metro, metrobüs, havaray gibi alternatif ulaşım hatlarını hayata geçirdi. Ancak artan nüfusun karşında bu çözümler de bazen yetersiz kalıyor.

Özellikle bu araçlara sabah ve akşam saatlerinde binebilmek ve yolculuk yapabilmek tam bir çileye dönüşüyor. Sabah soğuk havalarda tıklım tıklım olan toplu taşıma araçları mı dersiniz! Ya da uzun kuyruklar oluşan duraklar mı dersiniz! Yoksa insanların sizi itmesi çekmesi mi dersiniz! Ne derseniz deyin ama bizim toplu taşımada yolculuk etme kültürümüzün gözden geçirilmesi gerekiyor. Veya böyle bir kültür oluşturmak gerekiyor.

Haa. Metro veya metrobüsün içerisinde uyuma numarası yapan, yaşlı amca ve teyze görmesin diye kafasını cep telefonun ön yüzüne yapıştıran; geleceğimizi büyük umutlarla emanet edeceğimiz gençleri saymıyorum dahi!

Çin halkı geliyor aklıma bu karmaşaya bakınca.  Ama maalesef orada insanların birbirine saygısı var ve kuralcı bir toplum oldukları için suiistimal olayları daha az diye düşünüyorum.

Hatta bir yerde okumuştum; bu kadar insan kalabalığına rağmen hırsızlık olaylarının en az olduğu yermiş Çin. İnsanlar motosiklet ve arabalarını alışveriş merkezlerinin önünde bazı zaman anahtarları üzerlerinde bırakıyorlarmış.

Türkiye de öyle mi?

Toplu taşıma da yaşlısına, hamilesine ve engellisine yer vermeyen gençlerin yanında bir de hırsızlık ön planda.  İnsanlar hep bir tedbir vesvese içinde maalesef…

Neden böyle bir nesil yetişiyor ne yapmak lazım?

Çocukluktan gelen bir inanç zayıflığımı var?

Neden değerlerimizi bu kadar çabuk kayıp ediyoruz?

Saygı ve merhamet duygusu neden azalmış?

O yaşlı bizim anne ve babamız da olabilir. Bir yerlere mecburen gitmek zorunda ise neden yardımcı olmuyoruz?

Neden hırsızlık yapılıyor? Çok mu aç bir ülkeyiz acaba bilemiyorum! Neden neden neden diye hiç sorduk mu acaba kendimize!

Unutmayalım. Hepimiz bir yaşlı adayıyız. Bu nedenle kendimize yapılmasını istediğimiz davranışları sergileyelim. İşe o zaman ne ulaşım ne de başka şeyler çile olmaktan çıkar ve hayattan zevk almaya başlarız. 

Editör: TE Bilisim