Savunma, Büro ve Destek Hizmetleri Sendikası (SAVDES-SEN) Genel Başkanı Tuncay Cengiz basın mensupları ile bir araya geldi. Cengiz, Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli sivil memurlar ile yapılan saha araştırmasına ilişkin bulguları paylaştı. Kamu personellerinin yaşadığı problemlere dikkat çeken Cengiz, enflasyon zam oranlarının mevcut yaşam standartlarının altında kalmasına ve alım gücündeki düşüşe de konuşmasında değindi.

I M G 20250108 100932

“BEKLENTİLERİN BOŞA ÇIKMASI HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”

Genel Başkan Tunay Cengiz’in gündeminde ilk olarak memur ve emeklilerin maaşlarına yapılan zam oranları vardı. Beklentilerin boşa çıkmasının ciddi bir hayal kırıklığı yarattığını belirten Cengiz, “Bu amaçla, tepkimizi ortaya koymak ve kamuoyu baskısı oluşturmak 07 Ocak 2025 tarihinde bir günlük iş yavaşlatma ve iş bırakma eylem kararı alınmış ve uygulanmıştır. Önümüzdeki günlerde de benzer eylem ve etkinliklerimiz devam edecektir” dedi.

Memur ve emeklisine öngörülen yüzde 11,54 maaş artışını kabul etmediklerine vurgu yapan Cengiz, “Adil bir ücret ve onurlu bir yaşam için tüm memur ve emeklilerine, asgari geçim standardını sağlayacak şekilde 2025 yılı ocak ayında ülkenin son 5 yıllık büyüme oranından az olmamak üzere 2025 yılı yeniden değerleme oranı da dikkate alınarak ‘refah payı’ verilmesini istiyoruz. Torba yasalar ile müfettiş vb. bazı kadrolar için planlanan ilave ödeme kapsamının genişletilerek, tüm memurlara verilmesinin sağlanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

I M G 20250108 W A0003

Kurtulmuş ve Yerlikaya'dan ortak mesajlar Kurtulmuş ve Yerlikaya'dan ortak mesajlar

“PERSONEL HER İŞİ YAPABİLİR KONUMUNA GETİRİLMİŞ”

Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli sivil Devlet memurları ile ilgili yapılan çalıştay sonuç raporu ve yapılan saha araştırmasında elde edilen sonuçları paylaşan Cengiz, çalıştayda Emniyet Genel Müdürlüğünde sivil devlet memurlarının uygulamada yaşadığı statü karmaşasının giderilemediğini ifade etti.

Cengiz çalıştay sonuçlarına ilişkin şunları söyledi:

“Mevcut sivil devlet memuru kadroları güncelliğini yitirmiş olup ihtiyaca cevap verememekte, analiz edilemediği için de genel bir düzenleme yapılamamıştır. Sivil Devlet memurlarının kadro tanım formları olmadığından, branşlaşma sağlanamamış personel her işi yapabilir konumuna getirilmiş, görev konusunda adeta kaos oluşturulmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğünde sivilleşme ve uzmanlaşma ile sivil yönetici atama süreci işlemektedir. Kariyer uzmanlığı ihdas edilmemektedir. Sivil Devlet memurlarına yönelik Mobbing, kötü muamele ve işyeri şiddeti ile ilgili şikayetlerde artış mevcuttur.”

Sorunların en başında personel yetersizliğinin geldiğini ifade eden Cengiz, personel eksikliğinin giderilmesi halinde sorun ve şikayetlerin birçoğunun kendiliğinden çözümleneceğini belirtti.

Cengiz, personel destekleme oranının yüzde 90'lara çıkarılabilmesi için 1993 yılında olduğu gibi KPSS ile kadro ve branşlar bazında toplu personel alımının yapılması gerektiğini önerdi.

Savdes Sen Genel Başkanı Tuncay Cengiz

“SİVİL DEVLET MEMURLARI AYRIMCILIĞA MARUZ KALDIĞINI DÜŞÜNÜYOR”

Saha araştırması anket çalışmasının sonuçlarına da değinen Cengiz, 520 katılımcı ile yapılan anket sonuçlarında yükselme, yer değiştirme suretiyle atama, ayrımcılık, mobbing, ücret memnuniyetsizliği vb. hususlarda çarpıcı sonuçlara ulaşıldığını söyledi.

Cengiz ankete katılanların bilgilerine ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Ankete katılan çalışanların cinsiyet dağılımına bakıldığında; yüzde 86,9'unun erkek, yüzde 13,1'inin ise kadın olduğu görülmüştür. Genel toplamda ankete katılanların yüzde 82,3'ü evli olduğunu belirtirken, yüzde 11,2'si ise bekar olduğunu söylemiştir.

Katılımcıların yüzde 20,6'sının 11 yıldan daha az, yüzde 27,3'ünün 11-15 yıl arasında, yüzde 29'unun 16-20 yıl arasında, yüzde 11,7'sinin 21-25 yıl arasında, yüzde 11,3'ünün ise 25 yıldan daha uzun süredir Emniyet Genel Müdürlüğünde görev yaptığı saptanmıştır.”

Sivil devlet memurlarının büyük oranda ayrımcılığa maruz kaldığını düşündüklerine dikkat çeken Cengiz, “Katılımcılara Emniyet Genel Müdürlüğünde Sivil Memur olduğunuz için diğer başka bakanlıktaki benzer statüdeki sivil memurlara kıyasla çalışma hayatınızda ayrımcılığa maruz kaldığınızı veya ayrıcalık yaşadığınızı düşünüyor musunuz sorusu yöneltilmiştir. Katılımcıların yüzde 24,6'sı çok olumsuz ve yüzde 31'i ise olumsuz şekilde ayrımcılığa maruz kaldığını belirtirken, yüzde 26,3 oranındaki katılımcı ise ayrımcılığa maruz kaldığımı veya ayrıcalık yaşadığımı düşünmüyorum cevabını vermiştir” dedi.

Katılımcıların yüzde 56'sının çalışma hayatında mobbinge maruz kaldığını belirttiğini ifade eden Cengiz, “Bu oranın hem kadınlar hem de erkekler açısından benzer düzeyde olduğu görülmüştür. Sivil devlet memurları mobbinge maruz kalmaktadır” diye konuştu.

Cengiz, “Katılımcıların yüzde 20,4'ü ‘gün geçtikçe ruhsal ve bedensel olarak sağlığımı kaybettiğimi düşünüyorum’ seçeneği ile yüzde 23,1'i geleceğe umutla bakamadığını söylemiştir. Sivil Devlet memurlarının sağlığı bozuluyor, umutsuzlar” dedi.

Ankete katılanların yüzde 64,6'sının ise aylık maaşlarını kesinlikle yetersiz bulduklarına işaret eden Cengiz, yüzde 27,7'sinin ise kısmen yetersiz olarak değerlendirdiklerini belirtti.

TALEP: ‘İNSANİ YAŞAM ENDEKSİ’

“Türkiye'de birçok sendika, ücret artışı değerlemelerinde çalışanlar için açlık ve yoksulluk sınırını baz alarak bazı hesaplamalarla kamuoyunda farkındalık oluşturmaya çalışmaktadır” diyen Cengiz sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamuoyu ile paylaşılan bu açlık ve yoksulluk rakamlarının aslında tepkisellik içerdiği bilinmektedir. Buradaki temel protest yaklaşımların; aileleriyle birlikte geçim savaşı veren çalışanlar için ‘Yapılan zamlar yoksulluk sınırının bile altında’ veya ‘Bu zamlar çalışanları açlık sınırına yaklaştırıyor’ şeklindeki çarpıcı kıyaslamaları içermektedir. Ancak; görülen o ki bu kıyaslamalar kimi zaman gerçekten de kamuoyu nezdinde sanki çalışanlar için ‘Bari bu sınırlar ihlal edilmesin’ algısına dönüşebilmektedir. Bu noktada Kamu Birliği Konfederasyonu tarafından ‘Ne açlık sınırı ne yoksulluk sınırı! Asıl olan insani yaşam hakkı!’ şeklinde bir motto seslendirilmektedir.

Buna göre; Kamu Birliği Konfederasyonu, çalışan haklarını dillendirmede artık bir paradigma değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu belirtmektedir. Kamu Birliği Konfederasyonu tarafından ‘İnsani Yaşam Endeksi’ adı verilerek önerilen yeni asgari hesaplama yöntemi açlık ve yoksulluk kriterleri dışında ve üstünde özel eğitim, kişisel gelişim, eğlence, seyahat, tatil, sosyal aktivite, yatırım, birikim gibi alanlardaki harcamaların da tüm iş görenlerin aileleriyle birlikte temel ihtiyaçlar gibi bir hak olduğunun ve bu şekilde bir hesaplamanın gerektiğini içermektedir. Bu bağlamda katılımcılara ‘açlık ve yoksulluk sınırı kavramları yerine kamu birliği konfederasyonu tarafından önerilen insani yaşam endeksi kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusu yöneltilmiştir. Buna göre; katılımcıların yüzde 53,5 gibi büyük bir çoğunluğu ‘aylık gelirimizle insani yaşam endeksinin altında kalmamamız gerekir’ cevabını vermiştir. Aynı soruya yüzde 20,2 oranında ‘aylık gelirimizle açlık sınırının altında kalmamamız gerekir’ yanıtı verilirken, yüzde 19,6 oranında ‘aylık gelirimizle yoksulluk sınırının altında kalmamamız gerekir’ yanıtı verilmiştir.”

“LAF DEĞİL İŞ ÜRETİYORUZ”

SAVDES-SEN olarak, çalıştay sonuçlarının hayata geçirilebilmesi için çalışmalarının ve mücadelelerinin her platformda kararlılıkla devam edeceğini vurgulayan Cengiz, “Bizler gücünü üyesinden alan, üyesine değer verip, değer katan SAVDES-SEN ailesiyiz güçlüyüz. Daima haklarımızın peşindeyiz. Laf değil iş üretiyoruz. Memur ve emeklilerimizin hakları için mücadele ediyoruz. Birlikte çalışıp birlikte başaracağımıza inanıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: Haber Merkezi