Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) 24'üncü dönem başkan adayı Davut Günaydın, ”Biz Ankara'yı önemsiyoruz. Ankara'yı ana üs olarak kullanacağız. Sorunlarımız çözülene kadar Ankara'dan çıkmayacağız. TÜRSAB mazeret kurumu değildir” dedi. TÜRSAB'ın 24'üncü genel kurulu öncesi meslektaşlarıyla bir otelde buluşan Davut Günaydın, ‘TÜRSAB Tek Yürek' başlığıyla yola çıktıklarını ifade etti. TÜRSAB'ı önemsediklerini ifade eden Günaydın, “Biz sektör olarak, bunun içine otelciler giriyor, rehberler giriyor, havayolları giriyor, ulaşım giriyor, restoranlar giriyor, ama biz artık TÜRSAB diyoruz. TÜRSAB'ın artık bu sorunları çözmek için ön planda olması gerekiyor. Türkiye'nin birçok şehrine gittik, meslektaşlarımızla konuştuk. Artık çözüm odaklı sorunları çözen bir kurum haline gelmek istiyoruz. Eğer sektör varsa, bu sektörün lideri Türkiye Seyahat Acentalarıdır. Sıkıntılarımız gün geçtikçe büyüyor, bunları birlik ve beraberlik içerisinde çözeceğiz. Artık bizim birlik ve beraberlik hareket etmemiz gerekiyor. Bizim tek yürek olmamız gerekiyor. Bizim tek ses olmamız gerekiyor. Bizim önce evimizin önünü temizleyip, sektörel disiplini sağlayıp bu disipline uyan üyelerimizle birlikte meslektaşlarımızla birlikte bir çok alanda bizim mücadele etmemiz gerekiyor. Bir çok meslektaşımız umudunu yitirmiş. Bizim umutsuzluk dışında tek sıkıntımız, mücadele etmememiz. İstanbul'da oturuyoruz, Ankara'yı dışlıyoruz. Ben çok samimi bir şekilde söylüyorum. Devlet nezdinde, kurumlar nezdinde bizim başarısız olmamızın en büyük sebebi Ankara'yı baypas etmemizdir. Size söz veriyorum. Ankara'ya çadır kuracağız. Yönetim kurulu toplantılarımızı da sorunlarımız çözülünceye kadar Ankara'da yapacağız. Ankara'dan dışarıya çıkmıyoruz. Biz Ankara'yı önemsiyoruz. Ankara'yı ana üs olarak kullanacağız. Ankara'dan çıkmayacağız sorunlarımız çözülene kadar. TÜRSAB mazeret kurumu değildir” dedi. Sorunları bildiklerini ifade eden Günaydın, şunları söyledi: “Bizim Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere kimseyle küsmeye hakkımız yok. TÜRSAB'ın bakanlıkta itibarının olmamasının sebebi budur. Yoksa 1618 kanunla kurulmuş yarı resmi, bir kamu kuruluşuyuz. Ama maalesef bütün gelişmeler seyahat acentelerinin aleyhine oluyor. Bakanlık yetkilileriyle yaptığımız toplantıda halen fuar teşviki almadığımızdan haberleri yok. Biz ilkeli bir şekilde yola çıktık. Gerçekleri söyleyeceğiz dedik. İşte bu tek yürek, öyle bir yürek ki, mangal bir yürek, sizin sorunlarınızı çözmek için, hiç kimseden çekinmeyeceğiz. Gelin beraber çözelim, buradan sesleniyorum, gelin çözelim, proje var mı? Çözüm önerisi var mı? Tabii ki yok. Bunlardan hesap sorun. Hepsini izliyoruz, Türkiye'yi bıraktık. Dünya turizm örgütünün de raporlarını da izliyoruz. Neler yapabiliriz, alternatif turizmi nasıl geliştirebiliriz, seyahat acentalarının önünü nasıl açabiliriz, bunların hepsini takip ediyorum. İtibar faaliyetlerini çok önemsiyoruz. Lobi faaliyetlerimizi Ankara'dan başlatacağız. Alacağız büyüklerimizi, siyasi genel merkezlerine gideceğiz. Belediyelerin sosyal projelerinde seyahat acentelerini kullansınlar diyeceğiz. Bizim en büyük sermayemiz güler yüzlü olmamız gerekiyor. Diploması kanallarını kapatabilir miyiz ? İletişim kanallarını kapatabilir miyiz ? Biz nasıl sorunları çözeceğiz. Bunu kabul etmiyoruz.” “Ne gerekiyorsa yapacağız” Meslekteki sorunları ve çözümlerini dile getiren Günaydın, “Türkçe rehberlik çıkacak, dünyada kendi dilinde rehberlik yapamayan tek ülke Türkiye'dir. Hemen karşı çıkıyorlar, bizim yabancı dildeki rehberler Türkçe dil biliyor. Şimdi yabancı dil bilen, Türkçe gruba gönderdiğinizde ciddi sıkıntıların çıktığını biliyoruz. Biz gençlerimizi 4 yıl okutarak rehberlik okullarında okutuyoruz. Maalesef kanuna takılan 40 binin üzerinde gencimiz var. Artık bizim bu gençlerin önünü açmamız gerekiyor. Türkçe rehberliği çıkaracağız. Nadir dillerdeki rehber sayısını arttıracağız. Kaçak rehberlik yapan var ise de meslekten men edilmesi için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu bizim kısa vadede en önemli çözmek olduğumuz maddelerden biridir. Maalesef biz turizmi 12 aya yayamadık. Bizim dışımızda herkes konuşuyor. Herkes diyor ama söz konusu proje olunca kimse yok. Onun da projeleri var. Onu da getireceğiz. Çünkü içinizden biriyiz. Biz bu işi biliyoruz. Bizim eğitim yerimiz TÜRSAB'dır. Aldığımız bu eğitimle sektördeki paydaşlarımızın karşısına hukuki olarak da çıkacağız, gerekirse boykot'da yapacağız. Ne gerekiyorsa yapacağız. Bilet işi yüzde 85'ini halen acenteler kesiyor. Nasıl kesiyor? 12 yıldır artmayan servis bedelleriyle kesiyor. 12 yıldır servis bedelleri artmıyor. İnternete giriyoruz bakıyoruz havayolları bizden daha ucuza satıyor. Müşteriye mahcup oluyoruz. 3 binin üzerinde havayolu bileti satarak hayatını idame ettiren acentelerin sıkıntısı olduğunu biliyoruz. Kısa dönemde internet üzerinden tüm havayollarıyla bizim satışımız eşitlenecek. Servis bedellerini Tüfe'ye endekslenip her yıl artacak ve kampanyalardan artacak” dedi. “Artık yurt dışına giderken yeşil pasaport ve vize problemimiz olmayacak” Hiçbir teşvikten faydalanamadıklarının altını çizen Günaydın, “Araç problemini çözeceğiz inşallah. Bu da bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Kısa vadede çözmek istediğimiz problemlerden biridir. Türkiye genelinde 800 üzerinde hac ve umre yapan acentelerimiz var. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı hem rakibimiz, hem otoritemiz. Böyle bir ticaret olamaz. Bugün Türkiye'nin seyahat acentası Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Hac ve umre seyahat acentelerinin münhasır işi olana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Hac kurumunun yüzde 40'ı seyahat acenteleri, yüzde 60'ı Diyanetin. Neden tersini yapamıyoruz. Mücadele yapacağız. Bu mücadeleyi Ankara'da yapacağız. Bizim yardımcı unsurları devreye sokmamız gerekiyor. Bizim artık haksız rekabeti önlememiz gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. İş turizmi bizim olmazlarımızdandır. Size müjdeli bir haber vermek istiyorum. Biz yurt dışına müşterilerimizi getirirken en büyük sıkıntımız olan vize sıkıntısıdır. Vizeyi işletmelerden alıyoruz. Neden bu işletmelerden birisi TÜRSAB olmuyor. TÜRSAB'da size bir vize ofisi açacağız. Aradaki farkı da gelir olarak kayıt edecekler. Yurt dışı fuarlara giderken meslektaşlarımız hep yeşil pasaport, onu da araştırdık. Artık yurt dışına giderken artık yeşil pasaport ve vize problemimiz olmayacak. Bunu gri pasaportlar çözüyoruz” diye konuştu. TÜRSAB için kamu spotları hazırlayacaklarını belirten Günaydın, “Biz bölgesel temsil kurullarını eğitim ve denetim merkezi haline getirmek istiyoruz. Bizim orada oturan memurlardan çok denetim elemanlarına ihtiyacımız var. Artık bu kaçaklara dur deme zamanımız geliyor. Caydırıcı hükümleri koyalım. Eğitim çalışmalarına hız vereceğiz. Kamu spotları hazırlayacağız. Vatandaşları bilgilendireceğiz. Kaçak faaliyete katıldığınız da hem mağdur olursunuz, hem de ceza yersiniz diye kamu spotu çıkaracağız. Turizm geçtiği yerde TÜRSAB olacaktır. Biz diyoruz ki büyük bir akaryakıt firmasıyla anlaşıp indirimli akaryakıttan faydalanalım. Biz diyoruz ki büyük bir sigorta firmasıyla anlaşıp, bütün sigorta işlerimizi yapalım. Bütün otellerle anlaşalım, indirimlerden faydalanalım. Sosyal faaliyetlerimize önem vereceğiz. Özellikle maddi durumu olmayan meslektaşlarımızın çocuklarının eğitimini karşılayacağız. Saydığımız sorunlarının çözümü için ne gerekiyorsa yapacağım” ifadelerini kullandı. Desteklerini açıklayan AYDER Turizmin sahibi Selami Haşimoglu ise, “Bize olmaz denilen birçok olmazları yaptık. Biz bunu yaparken birçok yerden yapamazsınız, bu yönetmeliğe aykırı, bu tüzüğe aykırı, bunu yüksek mecralarda çözemezsiniz diye birçok konuyla karşılaştık. Ama biz yapacağız dedik. Yapmamız gerekiyor dedik. Çünkü sorunumuz var. Kamu ihale mevzuatında seyahat acentesi olmadan kurumlar ihale açıyorlar. Biz kamu ihale kurum başkanıyla bizzat görüşmeler yaptık. Bir buçuk yıl içerisinde 120 tane dilekçe yazdık. TÜRSAB adıyla kurumlara dilekçeler yazdık. ‘Dokümana itiraz demezsiniz' diye birçok cevaplarla karşılaştık. Yılmadık onlarla da görüştük. Birebir gittik mevzuatı anlattık. Birçok kurum 1618. Yasa'yı bilmiyor. Uğraştık bunun adına iğne ile kuyu kazma denir. Şuanda yüzde 95 kamu ihalesi açan, kamu idareleri münahasırlık faaliyetlerimizde TÜRSAB belgesi istiyor. Ankara'da yaşadığımız sorunlar konusunda mücadelemizi sonuna kadar sürdürdük. 25 yıl bu sektördeyim ama ben böyle hayal pazarlayan bir yönetim görmedim. Yasa ile bizim hayallerimizi aldılar. Yeni bir kanun yapacağız. Acente belgesi 400 bin lira olacak. Acente devri yapılacak dediler. Hayal pazarlamaları devam ediyor. Sosyal sigorta destekleri diye bir proje çıkardılar seçimlere 2 hafta kala, oysa bu destek zaten bize devlet tarafından veriliyor. Bunu bize TÜRSAB'ın yapmış olduğu gibi bir hizmet gibi sunuyorlar ki. Tek yürek ekibinin, hayalle işi yok arkadaşlar biz gerçeklerden bahsediyoruz. Gerçek sorunlardan bahsediyoruz. “ Konuşmalardan sonra beraber aile fotoğrafı çekinildi. İHA