Yoğun stres, yaşadıklarımız, deneyimlediklerimiz, travmalarımız ve birçok şeyin etkisi ile birçok kişide kontrol etme hastalığı meydana geliyor. Ruh sağlığı alanında bu durumu tanımlayan kavram ise Obsesif Kompulsif Bozukluk. Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamı etkileyecek, günlük aktiviteleri kısıtlayacak düzeye gelmesi ise daha da ileri boyutunu oluşturuyor. Ben bu sağlık sorununa dair derin bilgiler vermeyeceğim. Hayatımızı, çevremizdekileri, ilişkilerimizi kontrol etmeye çalışırken bir tek gücümüzün yetmediği şey olan zamanla ilgili konuşacağım… Ömrünü de versen, elinde ne var ne yoksa paranı, mülkünü, servetini, gençliğini de versen bir tek zamanın kalmıyor.
Geçenlerde kısa bir hikâyeye rastlamıştım okuyunca siz de hak vereceksiniz her şeyin elimizin altında olduğuna ama bir tek zamanın elimizden, avucumuzdan kayıp gittiğine…
‘’Zaman yönetimi konusunda bir kurs düzenleniyor. Zamanı iyi ve üretken kullanma konulu verilen derste, uzman öğretmen, çoğu hızlı olmaları gereken ve stresli mesleklerde çalışan öğrencilerine demiş ki:
– Sizinle küçük bir deney yapalım.
Masanın üzerine kocaman bir cam kavanoz koymuş. Sonra bir torbadan küçük kaya parçaları çıkarmış, dikkatle kavanozun içine yerleştirmiş.
Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sormuş:
– Kavanoz doldu mu?
Sınıftaki öğrenciler:
– Evet, doldu.
– Dolduğunu düşünüyorsunuz demek ha!
Hemen eğilip başka bir torbadan küçük çakıl taşları çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler…
Yeniden sormuş öğrencilerine:
– Bu sefer kavanoz doldu mu?
İşin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler:
– Hayır, tam da dolmuş sayılmaz.
– Aferin!
Masanın altından bu kez de bir torba dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar dökmüş. Ve sormuş yeniden:
– Kavanoz doldu mu?
Öğrenciler bağırdı:
– Hayır dolmadı!
Yine “Aferin” demiş öğretmen.
Bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış ve sormuş:
– Bu gördüğünüz deneyden nasıl bir ders çıkarttınız?
Bir öğrenci hemen atılmış:
– Şu dersi çıkardık ki günlük iş programımız ne kadar yoğun olursa olsun, her zaman yeni işlere zaman ayırabiliriz.
Öğretmen:
– Hayır, çıkartılması gereken asıl ders şu; eğer en başta büyük taş parçalarını kavanoza koymazsanız daha sonra asla koyamazsınız. Hayatınızdaki önemli olan büyük taş parçaları hangileri? İlk iş olarak onları kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları ihmal edip dışarıda mı bırakıyorsunuz?
Hayat akarken, yaşamınızı en çok önem verdikleriniz ile mi yoksa daha az önemli olanlarla mı dolduruyorsunuz?’’