Eğitimin tekrardan online olmasına tepkiler geldi. Tepkiler arasında online eğitimin niteliği tartışmaları da vardı. Öncelikle Türkiye online eğitim süreci geçirmiş bir ülke. Pandemide milyonlarca öğrenci eğitim hayatının bir buçuk yılını uzaktan sürdürdü. Uzaktan eğitimin o dönemde de ciddi sorunları vardı. Okullar, üniversiteler online eğitime uygun siteler oluşturdu, hocalar sisteme girip ders anlattı. Ancak internete ve bilgisayara ulaşamayan binlerce öğrenci vardı. Bu tarz yapısal sorunların dışında uzaktan eğitimin niteliği de gündeme geldi. Eğitimciler, öğrenciler ve veliler uzaktan eğitimin verimli geçmediğini sık sık vurguladı. Çünkü okullar sadece eğitim aldığımız yerler değildi. Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin ardından da KYK yurtları depremzede ailelere açıldı. Öğrenciler yurtlardan çıkarıldı, üniversiteler uzaktan eğitime geçti. İlköğretim ise 71 ilde başladı. Deprem bölgelerinde ise taşımalı eğitimin yapılacağı duyuruldu. Son tabloda sadece üniversite öğrencilerinin okulları açılmadı. Elbette depremzedelerin barınma sorunu çözülmeli, yetkililer bu konuya çözüm bulmalı. Ancak ilk gözden çıkarılan grup üniversite öğrencileri oldu. Evet eğitim online olarak devam edecek ancak üniversiteler sadece amfilerinde derse girdiğimiz yerler midir? Hocaların ders anlatıp çıktığı yerler midir?Üniversiteler farklı düşüncelerle tanıştığımız, tartışma ortamı gördüğümüz, dayanışma kültürümüzün pekiştiği yerlerdir. Köklü üniversitelerin kültürü vardır. Bu kültür, değer yargılarımızı sorguladığımız, kimliğimizin inşa edilmesini sağlayan ortamlar oluşturabilecek yerlerdir. Okul kantininde ucuza içilen çay eşliğinde yapılan sohbetler amfilerde gördüğümüz bilgiler kadar geliştirici değil midir? 18 yaşındaki gençlerin ailelerinden fiziki olarak ayrılıp kendi ayaklarının üzerinde durduğu, yetişkin olma sürecinin başladığı basamak değil midir? Tarihten bir örnek vermek gerekirse II. Dünya Savaşı'nda Almanya'da eğitimler devam ediyordu. Çünkü üniversiteler ülkelerin geleceğini inşa eden en önemli damarlardır. Son kararla 2019 yılında üniversite kazanan bir öğrencinin dört yıllık lisans hayatının iki yılı uzaktan sürmüş olacak.

Editör: Haber Merkezi