Türkiye’de koronavirüs vakaları hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor maalesef… Durdurulmasının tek yolu hastalığa yakalanmamak. Bunu da ne kadar başarabileceğiz kimse bilmiyor. Hala umursamayan, bana bir şey olmaz diyen insanlar var. Bu zihniyetten dolayı da vakaların önü arkası kesilmiyor maalesef ki. Bir de bu sürecin sonu var. Eninde sonunda tabii ki bitecek. Her şeyin bir sonu var. Ama bunun psikolojik etkileri uzun bir süre devam edecek gibi görünüyor. İnsan, insandan korkar oldu. Size, birazcık yaklaşan herkesi virüs makinesi gibi görüyorsunuz. Bu sürecin sonunu hepimiz çok merak ediyoruz. İnşallah en kısa zamanda biter. Dünyanın ortak bir derdi oldu. Herkes korona ile yatıp, korona ile kalkıyor. Çin, bütün dünyayı yiyip içtikleriyle yaktı. Kendilerinin bir sözü var, dört ayaklı masa hariç her şeyi yeriz diyorlar. Buyurun, yediniz ve bütün dünyayı mahvettiniz. O canlı hayvan pazarlarının görüntüsünü izlemeye dayanamıyoruz, bunlar oradan gidip alış veriş yapıp bir de keyifle yiyorlar. Bu kültür filan değil bu saçmalık. Bütün bilim insanları bir salgın olursa bunun hayvanlardan insanlara geçen bir virüs ile gerçekleşeceğini zaten öngörmüşlerdi. Ama onlar bu tuhaf alışkanlıklarından vazgeçemedikleri için dünya şu an bu bela ile boğuşuyor. Bu sıkıntından kurtulunca bütün ülkelerin Çin’e tazminat davası açmaları konuşuluyor. Bu virüsün bu kadar yayılmasında en büyük pay maalesef ki Çin’in. Virüs ortaya çıktığında dünyayı uyarması gerekiyordu. Ama onun yerine gizlemeyi tercih ettiler. Ortaya çıkınca da ciddiye alınmadı maalesef ki. Dünya bu mevzuyu ciddiye alma konusunda çok geç kaldı. Ama bu hepimize çok iyi bir ders oldu. Her gün yaşadığımız rutinleri gerçekleştirememek, en basit şeyleri bir yapamamak bazı şeylerin kıymetini anlamamızı sağladı. Dünyaya daha iyi davranmamız gerektiğini öğrendik. Bir daha bu tip bir salgın haberinde hepimiz ne yapacağımızı biliyoruz. Umarız bu süreç çabucak biter ama çabucak unutulmaz. Bir daha yaşamamak için iyi hatırlamak önemlidir.