2008 yapımı Body of Lies, türkçe adı ile Yalanlar Üstüne filmi, Ridley Scott’ın yönettiği, casusluk ve uluslararası terörizm konularını işleyen bir aksiyon-gerilim filmidir. Film, David Ignatius’un aynı adlı romanından uyarlanmış olup senaryosunu William Monahan kaleme almıştır. Bu film, Ortadoğu’daki istihbarat operasyonlarını, Amerikan hükümetinin savaş sonrası politikalarını ve sahadaki ajanların karşılaştıkları, ahlaki-etik ikilemleri gerçekçi ve sert bir şekilde ele almıştır. Aksiyon sahneleri, teknolojik gözetleme yöntemleri ve gerilim dolu anlarıyla izleyiciyi içine çeken, Yalanlar Üstüne filmi hem görsel açıdan hem de içerik açısından klasik bir Ridley Scott filmi olmuştur. Başrollerinde Leonardo DiCaprio, Russell Crowe, Mark Strong ve Gülşifte Ferahani gibi oyuncuların yanı sıra; Oscar Isaac, Ali Süleyman, Simon McBurney, Alon Abutbul, Vince Colosimo ve Lubna Azabal gibi oyuncularda rol almışlardır.
Ortadoğu’daki karmaşık casusluk operasyonlarını ve Batı’nın istihbarat oyunlarını konu alan film, CIA ajanı Roger Ferris (Leonardo DiCaprio) ile patronu Ed Hoffman (Russell Crowe) arasındaki gerilimli iş ilişkisi üzerinden şekilleniyor. Ferris, Orta Doğu'daki terörist ağları çökertmek için sahada çalışan bir ajandır. Amacı, El Kaide benzeri bir örgütün lideri olan Al-Saleem’i (Alon Aboutboul) yakalamaktır. Bunu başarmak için de Ürdün istihbarat servisiyle çalışmak zorunda kalır. Ürdün’ün istihbarat başkanı Hani Salaam (Mark Strong) ise, kendi yöntemlerine ve disiplinine sıkı sıkıya bağlı, zeki bir adamdır. Bu arada Ferris’in yerel bir hemşire olan Aisha (Golshifteh Farahani) ile olan ilişkisi de olayları karmaşıklaştırır. Ancak Ferris’in en büyük engeli, Amerika’daki patronu Hoffman’dır. Hoffman, sahadan binlerce kilometre uzakta, Washington’daki konforlu evinden, istihbarat operasyonlarını yönetirken Ferris’i sürekli manipüle eder ve insani duygularını bir kenara bırakmasını ister. Bir yandan yerel halkın güvenini kazanmaya çalışan Ferris, diğer yandan mecburen uzaktan onu yönlendiren Hoffman’ın çıkarlarını gözetmek zorunda kalır.
Filmdeki karakterlere gelirsek; ilk olarak başrol karakterimiz olan Roger Ferris (Leonardo DiCaprio) karakteri, idealleri olan, sahada aktif çalışan ve operasyonları birebir yöneten bir CIA ajanıdır. Leonardo DiCaprio, karakterine büyük bir enerji ve gerçekçilik katmıştır. Ferris, film boyunca hem patronu hem de terör örgütleri arasında sıkışmış bir adam olarak sürekli bir stres içindedir. Patronu Ed Hoffman (Russell Crowe) ise CIA’in operasyon şefidir. Hoffman, sahadaki insanların yaşamlarını birer satranç taşı gibi yöneten, faydacı bir karakterdir. Sürekli telefonda konuşarak operasyonları yönetmesi, onun hem umursamaz hem de kontrol delisi biri olduğunu göstermektedir. Russell Crowe’un fazla kilolu ve rahat tavırları da, karakterin vurdumduymazlığını çok iyi yansıtmıştır. Diğer önemli karakterimiz olan, Hani Salaam (Mark Strong)’da Ürdün istihbaratının başındaki kişidir. Filmin en ilginç karakterlerinden de birisidir. Her zaman şık giyinen, nazik ama tehditkar bir karakter olan Hani, sahada gerçek gücün nasıl kullanıldığını göstermiştir. Mark Strong’un oyunculuğu, konuşma tarzı ve mimikleri, karakterin kurnaz ve acımasız tarafını mükemmel şekilde yansıtmıştır. Golshifteh Farahani'nin canlandırdığı Aisha karakteri ise Ferris’in Ürdün’de tanıştığı ve aşık olduğu hemşiredir. O, Ferris’in savaş ve şiddet dolu dünyasında en insani duyguları olan bir umut ışığı olmuştur. Filmdeki varlığı da sanki bunun içindir. Kötülerin arasında en masum ve iyi karakter odur. Ancak onunla olan ilişkisi, Ferris’in işini daha da tehlikeli hale getirmiştir. Ve son olarak Al-Saleem (Alon Aboutboul) karakteri ise Terörist liderdir. Filmde doğrudan çok az görülse de, varlığı sürekli hissedilen bir tehdit unsurudur. Film boyunca ona karşı mücadele verilir.
Film, adından da anlaşılacağı gibi, sürekli yalan söylemek zorunda olan karakterleri ve onların kimliklerini ele alıyor. Ferris, sahada hayatta kalmak için mücadele verirken, Hoffman ise binlerce kilometre öteden gerçekleri manipüle ederek, kendi adamlarını bile tehlikeye atıyor ve bu onun için normal bir şey gibi davranıyor. Ridley Scott, Batı’nın Orta Doğu’da nasıl operasyonlar yürüttüğünü ve bunun sahadaki insanlar üzerindeki etkilerini açıkça gösteriyor. CIA, ne kadar güçlü olursa olsun, yerel istihbarat servisleri olmadan bölgede etkili olamıyor. Film, şimdiki modern savaşın da sadece cephede savaşarak değil, aynı zamanda teknolojik gözetleme, istihbarat ve medya kontrolüyle yürütüldüğünü de gösteriyor. Filmde gösterilmek istenen bir ayrıntıda; Hoffman, uzaktan yönetilen bir savaş yürütmeye çalışırken, Hani Salaam sahadaki gerçek kontrolü elinde tutuyor. Film, gerçek gücün sahada mı yoksa uzaktaki yöneticilerde mi olduğunu sorgulatmaya çalışıyor da diyebiliriz.
Filmin teknik yönünden de kısaca bahsedecek olursak Filmin görüntü yönetmenliğini Alexander Witt üstlenmiştir. Orta Doğu atmosferini başarılı bir şekilde yansıtan sıcak ve tozlu görüntüler, filmin gerçekçiliğini artırmış, geniş açılı çekimlerle çölün vahşi doğasını, dar sokak çekimleriyle de şehirdeki kaotik yapıyı başarıyla yansıtmıştır. Film, hızlı temposu ve kurgusuyla da izleyiciyi sürekli diken üstünde tutmaktadır. Telefon görüşmeleri ve casusluk operasyonları arasındaki geçişler, çok akıcı ve başarılıdır. Filmin müzikleri ise, Marc Streitenfeld tarafından bestelenmiş. Orta Doğu temalarıyla batı enstürmanları müziği harmanlanarak, gerginlik anlarıyla uyumlu bas tonlar, aksiyon sahnelerindeki tempolu müziklerle birleşerek uyumlu bir atmosfer yaratmışlardır.
Özetle film istihbarat dünyasının ne kadar çetrefilli olduğunu, güvenin ve ihanetin iç içe geçtiği bir savaşın nasıl yönetildiğini anlatan etkileyici bir film olmuştur. Ridley Scott, savaşın sadece silahlarla değil, bilgiyle ve yalanlarla da kazanıldığını gösteriyor. Leonardo DiCaprio’nun canlandırdığı Ferris karakterinin savaşta da olsa ahlaki ve insani duruşu Russell Crowe’un acımasız faydacı karakteri ve Mark Strong’un soğukkanlı karizması ile film, aradan onca yıl geçmesine rağmen, casusluk türleri arasında oldukça sağlam bir yer edinmiş durumdadır. İzlemeyenlerin mutlaka izlemesini tavsiye ederim iyi seyirler...