Yazıma başlamadan önce Devletimiz için en önemli tarihlerden olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yılını kutluyorum. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında bu özel gün kutlanacak, şanlı zafer bir kez daha yad edilecek. Yad edilmeli ki hangi zorlukları aşarak devletimizi kurduğumuz bir kez daha hatırlansın.
Türkiye'nin dört bir yanında büyük bir coşkuyla kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’i, 1924 Dumlupınar konuşmasında şöyle anlatıyordu.
“Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum.”
Gördüğünüz gibi 30 Ağustos 1922 tarihinde kazanılan zafer sadece bizim için önemli değildir. Kazanılan zafer dünyanın birçok yerinde birçok devleti harekete geçirmiştir. Bizim bağımsızlık mücadelemiz o dönem haritası çizilmeye çalışan dünya için emsal olmuş ve birçok devlet kendi bağımsızlığını ilan etmek için Türkiye’yi örnek almıştır. Zor koşullarda, bin bir mücadele ile elde edilen güzel vatanımızın kıymetini bilmek gerekiyor. Çocuklarımızı ona göre yetiştirmek, aklın, bilimin ışığında adım atmak elzem. Çünkü artık dünyanın her yerinde bilim konuşuyor, hayatı ele geçiren tek konu var neredeyse teknoloji. Eğer ki gelişen teknoloji hızına ayak uyduramazsak dünyanın çok çok gerisinde kalırız. Şunu da demek gerekir ki ülkemiz birçok konuda çok iyi. Umuyorum ki daha da iyi olacağız.
Ülkemizi ne kadar ileriye taşırsak Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına olan borcumuzu da ödemiş oluruz. Çünkü onların da istediği buydu. Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında konuşulan, dünyaya yön veren, ülke vatandaşlarının refah içerisinde yaşadığı bir ülke olması dileğiydi. Bunu da sağladığımızı düşünüyorum, daha da iyi günlere doğru gideceğimize inanıyorum.
Bir kez daha kutlu olsun şanlı zaferimiz…