Bazen düşünmüyor değilim. Bu hayatta asıl hayalperestlik adalet istemek mi acaba? İnsanlar genellikle adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar. Ülkemizde ise adalet, genellikle Allah’a havale şeklinde uygulanıyor. Akıllara hep aynı söz geliyor.’’ Adalet, büyük sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağıdır.’’ Zayıflar için ezici, güçlüler için esirgeyici.. Tam tersi olması neler kazandırırdı acaba? Kaybettirmeyeceği kesindi.. Her türlü rüşvet, kara para, cinayet, tecavüz vakalarında gücü, imkanı olan tereyağından kıl çeker gibi kurtulup aklanırken iki poğaça, iki meyva suyuna on iki buçuk yıl hapis istemi bulunan işsiz gencin ya da baklava çalan çocuğun suçu neydi diye sormak yersiz gelmiyor. Binlerce, milyonlarca lira para çalarsın ceza almazsın ama bir dilim baklava için ömrünü parmaklıklar arkasında tüketirsin. Bu haliyle, tecavüz, adam öldürme, kara para yeme poğaça, baklava çalmakla eşit hale gelmiş hatta daha ağır hale gelmiş oluyor. Cezaevinden çıktıktan sonra çok zor hayatları olan bu çocuklar bir röportajda başlarına gelenler için ‘’kader’’ demişler. Boşu boşuna heba olan ve bir o kadar da zor geçen onca yıl adına söylenebilecek tek bir kelime: Kader! Ya da tecavüze uğrayan bir kadının, yargıya ulaşıp hakkını araması durumunda; tecavüz eden insan, kadınla evlenmeyi kabul etmişken, mağdur olan insan bu durumu kabul etmediği takdirde, suçlu olan kişinin suçu hafiflemektedir. Türkiye'de adalet sistemi, tecavüzcünle evliliği tercih etmezsen, "sen bilirsin" şeklinde yoruma gelmiştir. Adalet bu mudur? Kadın öldüren, kadına şiddet uygulayan veya tecavüz eden erkeğin, kravat takıp takım elbise giyerek duruşmaya gelince “iyi hâl indiriminden yararlanması mıdır? Başka bir pencereden bakıldığında neredeyse kırk yıl devlete hizmet etmiş bir baba on yıl kredi çekerek ancak bir ev sahibi olabiliyorken, başka bir kızın babasına ‘’ Ben bu arabayı istemiyorum, bunu istiyorum deme lüksüne sahip olması mıdır?