AĞIZ KANSERİ NEDİR?
Ağız kanseri, ağzın veya dudakların herhangi bir yerinde anormal hücrelerin büyümesidir. Ağız kanserlerinin mümkün olduğu kadar erken aşamada yakalanması tedavi başarı oranı için son derece önemli olurken, bu bölge tümörlerinin tedavisinde cerrahi ön planda olmaktadır. Cerrahi mümkün olduğu kadar geniş, güvenli, cerrahi sınır bırakılarak yapılmalı ve mutlaka operasyon sırasında çıkartılan cerrahi alan patoloji(frozen) ile desteklenmelidir. Bazı vakalarda cerrahiye ek olarak kemoterapi uygulanabilir. Ağız içerisindeki bir kanserin tedavisinde mutlaka boyun diseksiyonu yapılması (sert damak hariç) gerekir.
AĞIZ KANSERİ BELİRTİLERİ NELER?
Ağız kanseri belirtilerinden herhangi birinin 2 haftadan fazla sürmesi durumunda vakit kaybedilmeden bir doktora başvurmak önemlidir. Ağız kanserinin belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
İyileşmeyen ağız/dudak yarası
Ağız içinde yumru veya şişlik
Ağız içinde beyaz veya kırmızı yamalar
Ağzın içinde rengi solan ve bu şekilde kalan bir alan
Yanaklarda yumru veya kalınlaşma
Uzun süredir iyileşmeyen boğaz ağrısı
Ses kısılması
Kötü ağız kokusu
Çiğneme veya yutma sorunu
Çeneyi ve dili hareket ettirememe sorunu
Dilde veya ağzın bir bölümünde uyuşma
Dişlerin etrafında ve çenede hissedilen ağrı
Açıklanamayan kilo kaybı
Sürekli boğaza bir şey takıldığını hissetmek
Ağız Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
İlaçlı kanser tedavisi olarak da bilinen kemoterapide, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen ilaçlar kullanılıyor. Bazen cerrahi ve radyoterapi ile birlikte uygulanıyor. Kemoterapide kullanılan ilaçların çeşitli yan etkileri var. Karaciğer ve böbrekler üzerine geçici de olsa olumsuz etkileri olabiliyor. Bu nedenle kemoterapi, karaciğer ve böbrek fonksiyonları bozuk olmayan hastalarda kullanılmaya çalışılıyor.
Başka bir yan etki ise, hastanın saçlarının dökülmesi. Ancak bu durum geçicidir. Saçlar, tedavi sonrasında yeniden çıkıyor. Bulantı ve kusmalar, en sık görülen yan etkilerdir. Bu yan etkilere, iştah kaybı ve halsizlik eşlik edebiliyor. Kemoterapi ilaçları bağışıklık mekanizmasını da geçici de olsa zayıflatacağından hasta enfeksiyonlara açık hale gelebiliyor. Bu nedenle çok dikkatle kullanılması gereken bir tedavi türü olarak tanımlanıyor.