Geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketinden sonra bir binanın yapımında olmazsa olmazın bilimsel yöntemler olduğuna dikkat çeken Akçam, “Bir yıl içerisinde çok şey öğrendik. Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini asla unutmamayı ve her binanın inşasında bu gerçeklikle hareket edilmesi gerektiğini hatırladık” dedi.
Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu ve birçok fay hattına ev sahipliği yaptığını ifade eden ATEM Başkanı Hakan Akçam, “6 Şubat sabahı tüm Türkiye unutamayacağı bir üzüntüyle uyandı. 50 binden fazla can kaybının yaşandığı depremde tüm ülkemiz yasa boğuldu. Bir kez daha hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kalanlara da sabırlar diliyorum.” ifadelerini kullandı.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİ HIZLANMALIDIR”
11 şehrimizi etkileyen depremlerde yıkılan binaların birçoğunun 1999 yılından önce inşa edilen binalar olduğunu ifade eden Akçam, “17 Ağustos 1999’da 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi; Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’de yıkıma neden oldu. Birçok canımızı kaybettik ve 1999 depreminden sonra alınan önlemler ile olası depremlere hazırlanıldı. 6 şubatta yaşadığımız felaket sonrası fark edildi ki yıkılınca binaların çoğu da 1999 yılından önce inşa edilen binalar.” dedi.
Depremden sonra yapılan denetimler neticesinde başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde hasarlı yapının tespit edildiğine dikkat çeken Akçam, kentsel dönüşüme ilişkin şunları ifade etti: “Kentsel Dönüşüm Kanunu 2012 yılında yürürlüğe girmiş, 2023 yılında da kanunda birkaç değişiklik yapılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken de yaşananlardan ders alınarak hasarlı binalar biran önce yıkılarak kentsel dönüşüm süreci hızlandırılmalıdır. Bilimsel yöntemlerle yapılan yeni binalar depreme dayanıklı olacak ve yaşanacak bir deprem felaketinde can kaybının olmasını engelleyecektir. İşte bundan dolayı biran önce kentsel dönüşüm projeleri tamamlanmalıdır. Biz de bu hususta Ankara Emlakçılar Meslek Esnaf Odası olarak verilecek her vazifeye hizmete hazırız” diyerek sözlerini sonlandırdı.
