Hem tıp mesleğini hem de müzisyenliği bir arada yürütmüş olan Bülent Tarcan Şubat 1991’de dünyaya gözlerini yumdu. Kendisinin sanat dolu hayatından bahsetmek istiyorum. 


Gözlerinde hem bir cerrahın keskinliği, hem de bir bestecinin derinliği bulunan Prof. Dr. Bülent Tarcan, Türk sanat ve bilim dünyasına eşsiz katkılarda bulunmuş bir isim olarak karşımıza çıkıyor. 23 Ağustos 1914'te İstanbul'da doğan ve 16 Şubat 1991'de aynı şehirde hayata veda eden bu özel isim, hem modern beyin cerrahisinin öncülerinden biri, hem de çağdaş Türk müziğinin önemli bestecilerinden biri olarak anılmaktadır.


Bülent Tarcan'ın yaşamı, müziğin ve tıbbın muazzam bir denge içinde nasıl var olabileceğine dair ilham verici bir öykü sunuyor. Hem tıp fakültesindeki eğitimi sırasında hem de müzik tutkusuyla iç içe geçmiş bir gençlik geçiren Tarcan, bestecilik kariyerine Cemal Reşit Rey ve Seyfeddin Asal gibi önemli isimlerin gözetiminde başlamıştır.


Sanat ve bilim arasında gidip gelen bir yaşam süren Bülent Tarcan, 1939'da tıp fakültesini bitirip anatomi alanında akademik kariyerine adım atmıştır. 1950-51 yıllarında Londra'da cerrahi konusunda uzmanlık eğitimi alırken, aynı zamanda müziğe olan ilgisini asla ihmal etmemiştir. Bu dönemde yazdığı piyano suiti ile bir beste yarışmasını kazanarak, müzik ve tıp dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir.


Yapı Kredi Bankası'nın düzenlediği beste yarışmasında birincilik elde etmesi, Tarcan'ın müzik kariyerine odaklanmasını sağlamıştır. Ancak, unutulmamalıdır ki, o sadece bir besteci değil, aynı zamanda Türkiye'deki nöroşirurji alanının öncülerinden biridir. İlerleyen yıllarda Çapa Hastanesi'nde nöroşirurji kürsüsünü kurarak, Türkiye'nin bu alandaki gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur.


Bülent Tarcan'ın eserleri, Türk müziğinin zengin çeşitliliğine katkıda bulunmuş, balelerinden orkestra eserlerine, konçertolardan od müziği eserlerine kadar geniş bir yelpazede kendini göstermiştir. Tarcan, sadece kendi alanında değil, aynı zamanda Türk müziğinin gelişimine yaptığı katkılarla da unutulmaz bir isim olmuştur.


Emekli olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Mimar Sinan Konservatuvarı'nda kompozisyon dersleri vererek genç yeteneklere ışık tutmuş, bilgi ve deneyimini gelecek nesillere aktarmıştır. Bu dönemde hayata veda edene kadar, sanat ve bilimdeki birikimiyle her iki dünyada da iz bırakan bir kişiliğe sahip olmuştur.


Prof. Dr. Bülent Tarcan'ın yaşamı, Evin İlyasoğlu'nun "Bir Hekimin Senfonik Öyküsü" adlı kitabında ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Bu kitap, onun hem cerrahi alanındaki başarılarını, hem de müziğe olan sevdasını anlamak adına önemli bir kaynaktır.


Bülent Tarcan, adeta sanat ve bilimle iç içe geçmiş bir hayatın simgesidir. O, hem cerrah masasında hem de nota kağıtlarında ustalığını sergileyerek Türk kültürüne kalıcı izler bırakmış, unutulmaz bir şahsiyet olarak hatırlanmaktadır.