Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremin üstünden 43 gün geçti. Günler geçtikçe, 11 ilde yaşananlar unutulmaya başlandı. Yüzümüzü günlük hayatımıza, siyasete döndük.
Elbet bu acılar ilk günkü etkisini sürdürmeyecek. Psikologların dediği gibi acılarla yaşamak çok zor. Ancak yaşanları bu kadar hızlı unutmamız ve normalleştirmemiz normal mi? Evet günlerdir enkaz altında kalan insanları, hayatını kaybedenleri düşündük. Üzüldük, sinirlendik. Bu hislerle birlikte de hayatımıza devam etmek zorunda kaldık. Gece yardım paketi kolileyip sabah işlerimize gittik örneğin. Çünkü başka bir seçeneğimiz yoktu, seçeneği olan herkes elinden geleni yapmaya çalıştı. Binlerce madenci ve gönüllü arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Yaraların sarılması için herkes elinden geleni yaptı… Peki ya sonrası? Yaralaraları sarmak kadar yaraların farkında olup hareket etmek de önemli değil mi? Elbette ki önemli.
Depremzedeler yaşadıklarını algılamaya çalışırken yeni bir doğa olayıyla karşı karşıya kaldılar. Binlerce insan memleketini bırakmak zorunda kaldı. Ekonomik gücü olmayan insanlar deprem bölgesinde kaldı. Çadırda yaşamanın dahi lüks olduğu bir koşulda depremzedeler ikinci bir doğal afetle boğuştu. Çadır kentler sular altında kaldı. İnsanlar selden dolayı hayatını kaybetti ama sel olayını, deprem olayı kadar umursamadık. Neden? Çünkü alıştık...Yaşananları sürekli unutuyoruz. Bir süre sonra insan eliyle önem alınabilecek olayları normalleştiriyoruz. Örneğin depremi unuttuk mu? Evet unuttuk. Peki bu böyle ne kadar daha sürecek? Doğal afetlerden dolayı insanlar ölmesin diye önlem almayacak mıyız? Normalleştirdiğimiz şeyler ihmaller mi olacak? Acıları mı normalleştireceğiz?