Çağan Irmak, "Çocuklar Sana Emanet" filmi ile bu sefer izleyiciyi duygusal ve stresli bir gerilimin içine çekiyor. Film, hayatı bir anda altüst olan bir adamın, kendini yeniden bulma çabasını anlatıyor.  Kerem, başarılı ve mutlu bir iç mimardır. Hem iş değişimi hem de özel yaşamında her şey yolunda giderken, korkunç bir trafik kazası her şey değiştiriyor. Kazada kaybettikleri ve yaşadığı büyük travma, onu derin bir bunalıma sürüklüyor. Bu acıdan kaçmak isteyen Kerem, bir süreliğine şehri terk ederek küçük bir köye gidiyor. Ancak bu köy, sandığından çok daha farklı olayları başına getiriyor. Filmin başrollerinde Engin Akyürek, Şerif Sezer, Hilal Altınbilek, Birsen Dürülü, Osman Alkaş gibi oyuncular rol alırken diğer rollerde Alper Düzen, Çağdaş Yılancı, Ümmü Putgül, Tuna Arman, Hakan Güner, Ogün Kaptanoğlu, Habib Karabalık, Şebnem Gürsoy Talay, Sevinç Kumaş, Hülya Çıvgın gibi oyuncularda diğer rollerde kendilerini gösteriyorlar. Filmin senaryosu da yine Çağan Irmak'a ait.

Çocuklar Sana Emanet filmi aslında travma, suçluluk duygusu ve arınma gibi evrensel temaları bünyesinde barındırırken, kişinin kendi iç dünyasında yüzleşmesi gereken karanlık taraflarla da mücadele ederek yeniden doğuşu simgeliyor. Metafizik unsurlar, özellikle köyde yaşanan olaylarla da ön plana çıkarılırken, geleneksel ve modern hayat arasındaki farklılıklara da değiniliyor. Baş karakter olan Kerem burada, kendi içsel yolculuğuna doğru çıktığı zorlu bir süreçle yüzleşiyor. Kendi geçmişindeki acılar ve suçluluklar, köyde karşılaşılan gizemli olaylar ve kişilerle ortaya çıkıyor. Köy, aslında Kerem'in içsel bir hesaplaşma yaşadığı, bilinçaltıyla mücadele ettiği bir sahneye dönüşüyor. Bu süreçte Kerem, sadece yaşadığı sıkıntıdan kurtulmakla uğraşmakla kalmıyor aynı zamanda geçmişte yaşadığı başka travmaları da halletmek zorunda kalıyor. Film, Kerem'in içsel çatışmalarını çözme çabasını işlerken, bir yandan insan ruhunun derinliklerine inerek, suçluluk, affetme ve yeniden doğuş temalarını işlemiştir de diyebiliriz. Çağan Irmak, bu mistik anlatımla ilerlettiği bu hikayede, izleyiciyi hem gerilime hem de duygusal bir hesaplaşmaya sürüklüyor. Kerem'in yaşadığı olaylar, sadece bir kazanın yarattığı fiziksel ve duygusal hasar değil, hayatın getirdiği birçok travmanın da bir devamı gibidir.

Köyde yaşayan yaşlı, bilge ve şifacı bir kadın olan Zişan, Kerem için adeta bir rehber görevi görüyor. Birleştirilen parçaların ona gösterdiği yollar, Kerem'in kendi iç dünyasını keşfetmesine yardımcı oluyor. Zişan karakteri, geleneksel bilgelik ve köyün ruhani atmosferinin bir temsilcisidir. Onun varlığı, görselliğinin, manevi bileşenlerinin ve metafiziksel özelliklerinin vurgulanmasında büyük rol oynuyor. Köyde karşılaşılan diğer karakterler de Kerem'in dönüşüm sürecinde önemli roller oynuyorlar. Her biri, Kerem'in içsel yolculuğunda birer sembol olarak yer almışlardır.

Gökhan Tiryaki'nin görüntü yönetmenliğini yaptığı, filmin görsel dili, özellikle doğa ve köy sahnelerinde oldukça etkileyici görsellikler taşımaktadır. Karanlık ve derin kontrastların kullanıldığı planlar, Kerem'in içsel çatışmalarını yansıtmak için ustalıkla kullanılmış. Ayrıca filmde metafizik unsurlar gereği, özel efektler tasarlanmış ve bu sahneler de oldukça inandırıcı ve başarılı olmuştur. Filmin müzikleri de, duygusal atmosferi oldukça güçlendirmiş ve hikayenin etkileyiciliğini artırmıştır. Özellikle dramatik sahnelerde kullanılan müzikler, gerilim ve duygusallığın seyirciye geçirilmesinde oldukça etkili olmuştur.

Film, İstanbul, Asos Antik Kenti, Çanakkale Behramkale köyü gibi mekanlarda çekilmiş. Çağan Irmak'ın daha önceki filmlerinde olduğu gibi bu filminde de bu coğrafyaya olan bağlılığı, filmin atmosferine büyük katkı sağlıyor. Doğal mekanlar, filmin ruhunu ve mistik havasını güçlendirirken, köy atmosferi ve doğallığı da hikayeye derinlik katıyor.

Çağan Irmak, bu filmin yine izleyicisini duygusal ve görsel olarak etkiliyor. Engin Akyürek'in performansı, filmin duygusal ağırlığını sırtlarken, görsel estetik ve anlatıdaki mistik dokunuşlar da bu filmi, izlemeyi önemli kılan unsurlardan biri haline geliyor. Irmak'ın sinema dilini öğrenmek isteyenler için, bu film hem tanıdık hem de yeni şeyler bulabileceğimiz bir film olmuş. İyi seyirler…