“Japonya’da erkeklerin çalışan taraf olduğu ve kadınların evde durmaları gerektiği büyük bir kesim tarafından savunuluyordu.
İşi olan kadınlardan bile yalnızca çay servisi yapmaları isteniyordu. Dolayısıyla bir kadının çalıştığı yerde yüksek pozisyonlara gelmesi imkansızdı. Çalışmak yerine çocuk yetiştirmemiz söyleniyordu.” Dünyanın zirvesi sayılan Everest’e tırmanan ilk kadın olan Junko Tabei’nin aşması gereken sadece dağlar değil toplumun kadınlar üzerindeki baskıcı davranışlarıydı da aynı zamanda.
Junko Tabei 22 Eylül 1939’da yedi çocuğun beşinci kızı olarak Fukushima Japonya’da dünyaya geldi. On yaşındayken sınıf olarak gittikleri Nasu Dağı tırmanış gezisinde karşısına çıkan doğal güzelliklerden çok etkilendi ve tırmanış yapmak istedi. Ancak matbaacılık yapan ailesinin onun tırmanış sevgisini destekleyecek maddi gücü bulunmuyordu, o nedenle lise yıllarına kadar sadece birkaç tırmanış yapabildi. 1958-1962 arasında üniversitede İngiliz ve Amerikan Edebiyatı bölümünü okudu, öğretmenlik yapmak istiyordu ancak mezun olduktan sonra birkaç tırmanış yapınca eski tutkusu geri geldi. Bazı erkek dağcılar onun bu tutkusunu desteklerken bazıları erkeklerin yaptığı bu sporu yapmasına pek sıcak bakmıyordu. Fazla bir zaman geçmeden Fuji Dağı da dahil olmak üzere Japonya’daki tüm büyük dağlara tırmanmıştı. 27 yaşındayken Tanigawa Dağı tırmanışı sırasında tanıştığı başka bir dağcı olan Masanobu Tabei ile evlendi ve bir kız bir erkek çocuk sahibi oldu.
Junko Tabei 1969’da yalnızca kadınlar için Joshi-Tohan Kulübü’nü (Kadın Dağcılık Kulübü) kurdu. Kulübün sloganı “Haydi kendi başımıza denizaşırı bir keşfe çıkalım” idi ve bu grup Japonya’da bir ilkti. Tabei daha sonra bir konuşmasında, kulübü o zamanlar erkek dağcılar tarafından kendisine yapılan kötü muamele sonucunda kurduğunu söylemiştir. Çünkü bazı erkek dağcılar onunla tırmanmayı reddederken bazıları da onun sadece bir koca bulmak için tırmandığını düşündüklerini söylemişler. Joshi-Tohan Kulübü ilk tırmanışını 1970 yılında Nepal’in Annapurna III dağına yaptı ve bu dağa tırmanan ilk kadın ve Japon dağcılar oldular. Kadınlar zirveye bir kamera getirmişlerdi ama hava o kadar soğuktu ki kameranın filmi çatlamıştı.
Ve 1975 Everest tırmanışı, Annapurna III tırmanışının başarılı geçmesinin ardından Joshi-Tohan Kulübü Everest Dağı’na tırmanmaya karar verdi. Çeşitli mesleklerden gelen çalışan kadınlardan oluşan 15 kişilik bir ekip oluşturuldu, o sırada Tabei ve başka bir kadın dağcı hamileydi. Everest’e tırmanmak için izin başvurusu yaptılar ancak tırmanış programında yer alabilmek için dört yıl beklemek zorunda kaldılar. Kendisine yöneltilen eleştirilere kulak tıkayan Tabei tırmanışlarını finanse edebilmek için sponsor aramaya başladı ve sonunda Yomiuri Shimbun gazetesi ve Nippon Television’dan bir miktar destek almayı başardı. Tabei alınan parayı tasarruflu kullanabilmek için bazı ekipmanları kendisi hazırladı, arabasının parçalarından su geçirmez eldiven, eski perdelerden pantolon dikti. Uzun bir eğitim döneminin ardından ekip tırmanışa başladı. Başlangıçta her şey sorunsuz gidiyordu, 15 kadının tırmanışı medyanın da ilgisini çekmişti, ancak 4 Mayıs günü ekip 6300 metrede kamp yaparken bir çığ düştü ve Tabei ile dört dağcı arkadaşı kar altında kaldı. Kar altından çıkarıldığında Tabei bilincini kaybetmişti, can kaybı olmamıştı ama olayda yaralanan Tabei zorlukla yürüyebiliyordu. İki gün dinlenen Tabei dağa tırmanışa devam etmeye başladı. Çığdan on iki gün sonra, 16 Mayıs 1975’te şerpa rehberi Ang Tsering ile birlikte Junko Tabei Everest’in zirvesine ulaşan ilk kadın oldu.
Junko Tabei’nin hikayesi Everest’te bitmedi, 1980’de Kilimanjaro’ya, 1987’de Mt. Aconcagua’ya, 1991’de Antarktika’nın en yüksek dağı Vinson’a, 1992’de Endonezya’daki Puncak Jaya’ya tırmandı ve bu tırmanışının ardından her kıtadaki en yüksek zirveyi içeren “Seven Summit”i tamamlayan ilk kadın dağcı oldu. 2005 yılına kadar Tabei, dünya çapında tamamı kadınlardan oluşan 44 dağcılık gezisine katıldı. Dünyanın her ülkesindeki en yüksek dağa tırmanmak gibi kişisel bir hedefi vardı ve ömrünün sonunda bu dağlardan 70 tanesine tırmanmayı başarmıştı. Karşısına çıkan onlarca engele rağmen mücadelesine devam eden, keşfeden, ilerleyen, ilham veren Tabei’ye onun motivasyon sözleriyle veda edelim “Vazgeçme, devam et”.