Aşık Veysel Şatıroğlu, halk ozanı, şair.

1894 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesi’nin Sivrialan Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Babası Ahmet Bey, annesi Gülizar Hanım’dır. Çiftçilikle uğraşan babasına “Karaca” diye hitap edilmektedir.

Aşık Veysel, iki kız kardeşini çiçek hastalığından kaybetmiştir. Yedi yaşında yakalandığı çiçek hastalığından sağ gözünü kaybetmiş, sol gözüne ise perde inmiştir. Sol gözüne babasının elindeki övendirenin (ucu çivili uzun değnek) saplanması sonucu tamamen görmez olmuştur. İlk saz derslerini babasının arkadaşı Âşık Alâ’dan (Çamışıhlı Ali Ağa) almıştır.

Adını, 5 Ocak 1931 tarihinde Ahmet Kutsi Tecer tarafından düzenlenen “Sivas Âşıklar Bayramı”nda duyurmuştur. 1933 yılından sonra gezginci âşıklar gibi yurdun birçok yerinde çalıp söylemeye başlamıştır. İlk şiiri, Cumhuriyetin 10. yıl dönümünde Atatürk için söylediği destan olmuştur.

Ahmet Kutsi Tecer’in yardımıyla Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Kastamonu, Yıldızeli ve Akpınar Köy Enstitüsü’nde saz öğretmenliği yapmıştır. 1965 yılında TBMM tarafından “Türk diline ve milli birliğine yaptığı hizmetten dolayı” maaş bağlanmıştır.

Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Emrah, Karacaoğlan ve Dadaloğlu’ndan etkilenmiştir. Şiirlerinde aşkı, yurt ve doğa sevgisi, toplumsal olaylar, yaşama sevinci, umutsuzluk, hüzün, temalarını işlemiştir. Güzelleme, methiye, taşlama, şathiye, devriye gibi türlerde şiirler söylemiştir.

1919 yılında Esma Hanım ile evlenmiştir. İki çocuğu dünyaya gelmiştir. İkisi de küçük yaşta yaşamını yitirmiştir. Evliliği sekiz yıl sürmüştür. İkinci evliliğini 1928 yılında Gülizar Hanım ile yapmıştır. Bu evlilikten Zöhre, Ahmet, Hüseyin, Menekşe, Bahri, Zekine ve Hayriye adında yedi çocuğu dünyaya gelmiştir. Hüseyin küçük yaşta vefat etmiştir.

Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970’li yıllarda Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel’in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Şarkışla’da her yıl adına şenlikler yapılır.

21 Mart 1973 tarihinde akciğer kanseri nedeniyle doğum yeri olan Sivrialan Köyü’nde vefat etmiştir. Köyü’nde toprağa verilmiştir. 1979 yılında doğduğu ev Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılmış ve 1982 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.

Eserleri
Anlatamam derdimi (5:24)
Arasam seni gül ilen (4:18)
Atatürk’e ağıt (5:26)
Beni hor görme (2:46)
Beş günlük Dünya (3:58)
Bir kökte uzamış (4:55)
Birlik destanı (1:42)
Çiçekler (3:05)
Cümle âlem senindir (6:44)
Derdimi dökersem derin dereye (4:51)
Dost çevirmiş yüzünü benden (3:12)
Dost yolunda (4:43)
Dostlar beni hatırlasın (6:02)
Dün gece yar eşiğinde (4:28)
Dünya’ya gelmemde maksat (2:43)
Esti bahar yeli (2:41)
Gel ey âşık (5:35)
Gonca gülün kokusuna (5:24)
Gönül sana nasihatim (6:40)
Gözyaşı armağan (3:32)
Güzelliğin on para etmez (4:31)
Kahpe felek (2:58)
Kara toprak (9:25)
Kızılırmak seni seni (4:58)
Küçük dünyam (5:17)
Murat (5:13)
Ne ötersin dertli dertli (3:05)
Necip (3:16)
Sazım (6:02)
Seherin vaktinde (5:01)
Sekizinci ayın yirmi ikisi (4:43)
Sen Bir Ceylan Olsan (3:34)
Sen varsın (4:01)
Şu geniş Dünya’ya (7:27)
Uzun ince bir yoldayım (2:23)
Yaz gelsin (3:02)
Yıldız (Sivas ellerinde) (3:16)

AŞIK VEYSEL SÖZLERİ
"Anlatamam derdimi dertsiz insana, Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez."
"Şu geniş dünyaya sığmayan gönül, şimdi bir odaya kapandı kaldı."
"Ne varise sende bende, aynı varlık her bedende. Yarın mezara girende, sen toksun da ben aç mıyım?"
"Bu alemi gören sensin. Yok gözünde perde senin. Haksıza yol veren sensin. Yok mu suçun burda senin."
"Herkim olursa bu sırra mazhar. Dünyaya bırakır ölmez bir eser. Gün gelir Veysel'i bağrına basar. Benim sadık yârim kara topraktır."
"Aldanma cahilin kuru lafına. Kültürsüz insanın kulu yalandır. Hükmetse dünyanın her tarafına. Arzusu hedefi yolu yalandır."
"Kuran’a bak, İncil’e bak… Dört kitabın dördü de hak. Hakir görüp ırk ayırmak, hakitatte yüz karası…"
"Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı, ben babamı sen ustanı unutma."
"Yüzü güzel olana kırk günde doyarsın da
Gönlü güzel olana kırk yılda doyamazsın."
“İnan sana değil kastım, cahille sohbeti kestim. ”
"Dünyaya geldiğim anda yürüdüm aynı zamanda iki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece"
“Sanki bir pazar yeri dolaştım, demiş
Üç metre bez aldım, gidiyorum.”