Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü Samsun'da bir otelde eğitim programı düzenlendi. Samsun İl Sağlık Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Samsun Yeşilay Şubesi iş birliği ile düzenlenen toplantıda Samsun Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Serdar Saraç'ın yaptığı sunumda, metamfetamin kullanan bağımlıların ağzı ve dişlerindeki deformeler görenlerde şaşkınlık oluşturdu. Saraç ayrıca, bu uyuşturucunun kalem şeklindeki parfüm kutularında kullanıldığına dikkat çekti.
Eğitim programının açılış konuşmasını gerçekleştiren İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, “Bugün burada 26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü kapsamında sizlerle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Maalesef uyuşturucu kullanımı hem bireyin hem toplum için çok büyük bir tehdit unsuru. Uyuşturucu kullanımı sadece bireyi tehdit etmemekte yani sadece bireyin hayatını altüst etmemekte aynı zamanda ailenin çevrenin ve toplumun deyim yerinde ise hayatını altüst etmektedir. Son yıllarda uyuşturucu kullanımında ciddi manada bir artış görülmektedir. Bundan 37 böyle bir felaketin geldiği aslında tüm dünyaya duyurulmuş. Biz de bugünün anısına burada profesör hocalarımız olsun, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığımız olsun, Emniyet Müdürlüğümüzün katılımcılarıyla burada bir eğitim planladık” dedi.
“Metamfetamin kullanan kişilerin ağız ve dişlerinde çok büyük tahribata neden oluyor”
Son dönemde kullanımı oldukça artan metamfetaminin kullanım şekli ve kullananlarda oluşturduğu tahribatı örnekleriyle anlatan Samsun İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Serdar Saraç, “Eroin, Samsun'da neredeyse hiç kullanılmıyor ama geçiş güzergahı olarak yakalamalarımız oluyor. Damar yoluyla kullanılan eroin, kullanan kişilerdeki iğne izleri ile anlaşılabilir. Kokainin Samsun'da kullanımı çok düşük. Türkiye'deki en pahalı uyuşturucu olan kokain, burundan çekilerek kullanılıyor. Metamfetamin maddesi önemli. Son birkaç yılda kullanımı oldukça arttı. Uyaran kategorisinde olan metamfetamin ülkemize İran üzerinden giriyor. Görünümü limon tuzuna çok benziyor. En çok karşılaştığımız da kristal formdaki limon tuzuna benzeyen hali. Toz ve tablet formuna nadir rastlıyoruz. Belirtileri aşırı derecede uykusuzluk, fiziksel aktivite artışı, düzensiz kalp atışı, ateş, göz bebekleri genişlemesi, kabuk bağlayan yaralar, ağız yaraları çok sık rastladığımız belirtiler. Psikolojik etkileri çok yüksek. Aşırı sinir ve alınganlık ve şizofreniye varan ruhsal bozukluklara da neden olabiliyor. ‘Met ağzı' dediğimiz bir yan etkisi vardır. Kullanan kişilerin ağız ve dişlerinde çok büyük tahribat meydana getirir. Vücudu hepatit ve HIV gibi hastalıklara savunmasız hale getiriyor. Kullanımı da ‘cam pipo' halk arasında ‘payp' olarak adlandırılan aparatlardır. Ülkemizde bunların üretimi ve satışı yasak ancak bunlara alternatif olarak şu anda kalem parfüm kullanılıyor. Kalem parfüm, cam pipo aparatına dönüştürülerek en yaygın kullanım yöntemini oluşturuyor. Aparatın tüp kısmına yerleştirilen met, çok düşük ateşte dahi eriyip gaz hale dönüşüyor. Bu gazı ağız yoluyla soluyarak kullanıyorlar” diye konuştu.
“Bonzai, baharatların üstüne püskürtülerek ülkemize sokuluyor”
Bir dönem oldukça sık kullanılan bonzainin yurt sınırlarına baharatların üstüne püskürtülmüş şekilde sokulduğunu ifade eden Serdar Saraç, “Ülkemizde birçok uyuşturucu madde kullanılıyor. İlimizde ise daha çok kullanılan ve yakaladığımız maddeler var. Bunların başından esrar geliyor. Bölgemizde de yetiştirilmesi ortam olarak müsait olan kenevir denilen bitkiden oluşturulan bir uyuşturucudur. Uyuşturucu bağımlıların yüzde 90'ını ülkemizde esrar kullanarak bağımlılığa başladığını görüyoruz. İlk basamak olarak gördüğümüz esrar, bizim açımızdan ilk basamak olarak değerlendirilebilir. Esrarı sigara mantığı ile dumanını içerek kullanıyorlar. Bağımlılık seviyesi yüksek olan esrar birçok ruhsal ve fiziksel bozukluğa da neden oluyor. Bonzai de esrar gibi Samsun'da ele geçirdiğimiz uyuşturuculardan bir tanesi. Bu da sentetik uyuşturucular arasında yer alıyor. Bir dönem Samsun'da da çok yoğun kullanılıyordu. Bonzainin kimyasal etkileri daha yüksek. Uzak Doğu'dan hammadde ülkemize geliyor. Bu hammadde, evimizde kullandığımız kuru bitkiler yani baharatlar üzerine püskürtülerek piyasaya sürülüyor. Kekik, nane, fesleğen, adaçayı, yeşilçay ve oğulotu gibi bitkilerin üzerine püskürtüldükten sonra maddelerin bunu emdikten sonra piyasaya sürülmesi ile karşılaşıyoruz. Sigara ucuna yerleştirilerek kullanılıyor. Kendine has pet şişeden yapılan aparatları da mevcut. Fiziksel olarak hızlı kalp atışı, ani intihar düşüncesi, kaygı bozukluğu gibi ciddi manada sonuçları var. Evimizdeki baharatlarda olup olmadığı ise koklayarak anlaşılabilir. Bonzainin ağır bir kimyasal kokusu var. Kekik ya da nane gibi baharatlara püskürtülse dahi baharat kokusu yerine kimyasal kokuyorsa anlaşılabilir” şeklinde konuştu.
Polis memuru Saraç ayrıca, sentetik ecza olarak tabir edilen Lyrica ağrı kesicisinin uyuşturucu olarak kullanımının son dönemde arttığını ve esrarı geçerek birinci sıraya oturduğunu ifade etti. Bağımlıların kırmızı ve yeşil reçete ile satılan bu ilaca ulaşmak için birçok yasa dışı yolu denediğinin de altını çizdi.
Dr. Öz: "Doktorların bağımlıyı ihbar etme zorunluluğu kalktı"
Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Hatice Öz ise uyuşturucu kullanımı konusunda yaptığı sunumda, “Bağımlılığın tedavisinde problem vardı. Artık burayı aştık. Bağımlılık tedavisi SGK tarafından karşılanıyor. Gene bizim sağlık çalışanlarının bağımlılığı gördüğümüz zaman ihbar etme sorumluluğumuz vardı ve bu bize bir sıkıntıydı. O yüzden bizden kaçıyorlardı, söylemiyorlardı. Sevgili anneler, babalar sigara içeni tanırız. Sigarayı içeni en azından kokusundan tanırız. Cebinde sigarayı görürüz ama madde kullananı hiçbir şekilde tespit etmeyiz. Sonuçta uyuşturucuyu bilebilmeniz için bu kişinin kullandığını görebilmeniz için onu yakından takip etmeniz gerekiyor ya da açık yürekte size söylemesi gerekiyor. Size söylediği zaman da sizin de onu ihbar etmeniz gerekiyordu. Sonuçta sağlıkta böyle bir çelişki vardı. Bu kalktı. Nasıl kalktı? Kişi tedavi olacağını söylerse ve bir tedavi merkezine başvurursa siz sağlıkçı olarak onu ihbar etmek zorunda değilsiniz. Bu da mevzuatla düzeltildi. Gene bağımlılık tedavisi veren kurumlara katkı payı olarak yüzde 30 fazla ödeme geldi. Bizim en büyük sorunumuz neydi? Sizler de çok yaşadınız anneler olarak, ebeveynler olarak. Reçeteleri kendileri hazırlıyorlardı. Elde yazılan reçetelerde sahte kaşelerle eczanelerden ilaçlar alınıyordu. E-reçeteyi de bunun önüne geçirdi. Hepiniz biliyorsunuz bazı ilaçlar bu şekilde çok rahat kullanılıyordu. Bir ilaç var ki çok rahat alınabiliyordu ve çok rahat kullanılabiliyordu. Tane işi de satılabiliyordu. Bu da yeşil reçeteye girerek bunu da bir şekilde kullanımı kontrol altında tutulacak hale getirdik. Ancak yeterli mi yeterli değil. Hatta o ilaçla ilgili farklı çalışmalar ve farklı önerilerimiz var ki bu ilacın üzerinde bulundurulması da ilgili de gerekenler yapılsın. Burada da farklı şeyler oluyor. Büyükleri baskıya sokarak rapor almaya, hekimleri zora sokarak rapor alarak, raporlu olarak o ilacı temin etmeye çalışıyorlar. Bununla da ilgili çalışmalarımız var” ifadelerini kullandı.
Dr. Öğretim Üyesi Fatih Ordu'nun da sunum gerçekleştirdiği toplantıya ayrıca Samsun Vali Yardımcısı Vekili Vehbi Bakır, il müdürleri, STK temsilcileri, veliler, bağımlılık tedavisi gören hastalar, aileler ve davetliler katıldı.