Müslümanların dinî kimlikleri sebebiyle dışlanması, bu gruba yönelik ayrımcılık yapılması, İslam’ın Batı’nın ortak değerlerine uymadığı iddiası, İslam’ın Batı’nın kültürel ve dinî yapılarından aşağı olduğu fikri ve İslam’ın bir inanç kaynağı olmaktan ziyade vahşi ve geri kalmış bir siyasi ideoloji olduğu algıları ile yıllardır Müslüman toplumlara, Müslüman kitlelere zulümler yapılıyor. Bu durumun azalması bir yana her geçen gün artıyor. Peki dinini yaşamak isteyen Müslüman insanların ne suçu var? İbadetlerini yaparken katledilen, kutsal kitapları yakılan, katledilen insanların ne suçu var?
İslamiyet geldiğinden beri Müslümanlara karşı bitmeyen ve katlanarak giden kin, nefret ve öfke var. Bir gün doğuda bir gün batıda zulüm gören, hakları elinden alınan, insan yerine koyulmayan binlerce, milyonlarca Müslüman var. Peki ama neden? Ben açıklayayım kendime göre nedenini. Onlar İslamiyet’i, Müslümanlığı bitirmek istedikçe bizim dinimize daha sıkı sarılmamızdan, onca baskıya şiddete rağmen hala inancımızın peşinden gitmemizden, bizleri dinimizden uzaklaştıramadıklarından her geçen gün daha da kinlenip daha büyük şekillerde saldırıyorlar. Aynı İsrail polisinin kalleşçe, haince, Mescid-i Aksa'da ibadetini yapan Müslüman kardeşlerimize saldırmaları gibi. Yıllardır Doğu Kudüs'teki Müslümanlara zulmetleri gibi...
Özellikle de Müslüman toplumlar için kutsal olan bir ayda insanlar Mescid-i Aksa'ya giremesin diye İsrail polisi girişleri tutarak ibadet için gelen insanları copluyorlar, biber gazlarıyla saldırıyorlar. Sanıyorlar ki yıldıracaklar, sanıyorlar ki engelleyecekler. Ama yıllardır zulme uğrayan Müslümanların asla geri adım atmayacağını, dayatmalara boyun eğmeyeceğini bilmiyorlar.
Doğuda ya da batıda olduğu fark etmeksizin, azınlık ya da çoğunluk olduğu fark etmeksizin ister Kudüs'te olsun ister Avrupa'da olsun hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğimizi, dinimizi yaşamak için kimseden izin almayacağımızı ve kutsal kitabımızı yakarak, camilerimizi kapatarak bizi engelleyemeyeceklerini elbet bir gün öğrenecekler.