Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım" diyerek sözlerine başladı. Bahçeli, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın" dedi.
Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım diyen Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün milli birlik ve kardeşlik duygumuzun üzerine gerilmek istenen yabancı menşeili örtüyü kaldıracağım. Alışılmış söylem kalıplarından az da olsa taşmanın vakti geldiyse o vakit bu vakittir. Mevcut gerçeklere dayanarak milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin belki de ilk adımını atmış olacağım. Türkiye'nin üstünden gelemeyeceği, altından kalkamayacağı hiçbir sorunu yoktur."
“İNSANLIĞIN YÜZ KARALARI!”
Yenidoğan çetesi skandalına ilişkin konuşan MHP lideri şöyle konuştu: "Yenidoğan bebekleri SGK’dan günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötenaziye başvuran, insanın kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar emin olunuz sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karasıdır. Yenidoğan çetesi denilerek dünyaya gelen her bebeğe haksızlık yapılıyor. Bunlar olsa olsa tıbbi artık, ölüm ve soygun çetesi, kana susamış katiller güruhudur. Aralarında geçen konuşmaların gün yüzüne çıkmasından sonra bir insan daha fazla nasıl alçalabilir diye düşündüm.
Sağlık Bakanlığı vaziyete zamanında müdahil olmuştur, görevi suiistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir şey de söz konusu değildir, teftiş mekanizması gecikmeksizin çalıştırılmıştır.”
“CEHENNEMDE EBEDİYEN YANSIN!”
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimini organize eden Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in ölümüyle ilgili olarak konuşan Bahçeli, "Kendi topraklarında casusluk eğitimi aldığı ülkesinde Allah’a hesap vermek üzere öldü gitti, dileğim Allah’ın azabıyla kahrolması, cehennemde ebediyen yanmasıdır. Bu teröristin Türkiye’de gömüleceği bir toprak yoktur" dedi.
“TERÖRİZM HESAPLI VE SİSTEMLİ ŞİDDET DEMEKTİR”
Bahçeli, Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek konuşmasında şunlara değindi:
"Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek elbette mecburidir, ama kolektif kimlik ve etnik temelde bir çözüme atıf yapmak vahim bir tehlikedir. Bu ülkede yaşayan hiçbir Kürt kardeşim sorun olarak gösterilemez. Kürt sorunu var demek, Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yalan sözlerin, yıkım bekleyenlerin, küresel emperyalizme piyonluk yapanların ortak propagandasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti asimilasyon politikasına hiçbir zaman teşne olmamış, tenezzül etmemiş, prim vermemiştir. Bölücü terör sorunu elbette ülkemize pek çok zaman, kaynak, insan ve enerji kaybettirmiştir. Terörle mücadeleye harcanan devasa kaynaklar, doğu ve güneydoğunun sosyal ve ekonomik kalkınmasına ayrılmış olsaydı, bölgenin nasıl yıldız gibi parlayacağını; işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliğinin nasıl ortadan kalkacağını vatansever her insanımız tasdik edecektir. Terörün bitmesi halinde Diyarbakır’ın, Şırnak’ın, Hakkari’nin, Mardin’in, Batman’ın, Ağrı’nın, Van’ın ve diğer vilayetlerimizin başına talih kuşunun konması, bölge insanımızın derin bir nefes alması mutlak bir akıbettir. Terör başka siyaset başkadır. İkisi arasına kalın bir çizgi çekilmeden, duvar örülmeden, silah dışlanmadan, en başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türk vatandaşları layık olduğu insani gelişmişlik düzeyine, refah, huzur ve güvenlik mertebesine çok zor ulaşacaktır. Terörizm hesaplı ve sistemli şiddet demektir. Terör saldırılarında psikolojik sonuçlar fiziksel hedeflerden daha önemlidir. Terörist için şiddet bir amaç değil, araçtır; toplumu ve mücadele ruhunu yıldırmak, korkutmak, dehşete düşürmek yegane önceliktir. Bugüne kadar terör ve terörizmle mücadelede elde edilen ortak tecrübeleri şu şekilde sıralamamız mümkündür: 1- Tek başına silahlı mücadelenin hemen hiçbir zaman terörü sona erdiremeyeceği gibi, terörün silahsız çözümü de asla yoktur. Esasen hiçbir taviz, hiçbir geri adım teröristi doyurmayacak, tatmin etmeyecektir. 2- Gerçek dünya ile teröristin kanlı hayatı arasında çok ciddi farklar vardır. Teröristin yaşadıkları ve kabulleriyle gerçek olaylar ve olgular arasındaki çelişkiler somutlaştıkça teröristin direnci kırılacak ve silahtan uzaklaşacaktır. 3- Terör örgütünün inancını değiştirme çabası boşunadır. Ancak tek tek teröristler üzerinde tesirli olmak, ihanetin sonunun olmadığını meşru vasıtalarla anlatmak ve açıklamak örgütteki çözülmeyi hızlandıracaktır."
“TECRİDİ KALDIRILIRSA, GELSİN TBMM DEM PARTİ GRUP TOPLANTISINDA KONUŞSUN”
Bahçeli, "Terör eylemlerine ön şartsız derhal son verilmesi, bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olması Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmeleri terör örgütü için tek çıkıştır" çağrısında bulunarak, sözlerinin devamında şöyle konuştu:
"Ne ABD ne AB ne Irak ne Suriye ne de bir başka ülkeyle birlikte içimizdeki bazı mihrakların Kürt kardeşlerimizin sözcüsü ve vasisi olması asla, kata imkansızdır. Birinci hüküm cümlem şudur: TBMM’de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün ve hatta mecburidir. Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız. Geçen haftaki grup konuşmamda demiştim ki; 'Türkiye’ye getirilirken, her türlü hizmete hazırım” diyen terörist başı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.' Bu çağrımın içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar çok sayıdadır. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak, milli birlik ve beraberliği çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir: Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın."
"UMUT HAKKI'NIN KULLANIMIYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEME YAPILSIN"
Bahçeli, hapis cezasına mahkum edilenlerin kanunla belirlenen sürelerde iyi halinden dolayı koşullu salıverilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi anlamına gelen Umut Hakkı’nda da bahsederek şunları ifade etti:
"Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın.
Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız. Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz. “Yeni Yüzyıl, Yeni Hayat, Yeni Türkiye” temelinde bagajları boşaltalım ve milli ülküleri hep birlikte yakalayalım. Üçüncü hüküm cümlem de şu şekildedir: Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığı duyulmalı, evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki, uzattığım elin bir mesajı da budur. Terör yöntemleriyle herhangi bir yakın veya uzak hedefe ulaşıldığı bugüne kadar görülmüş, duyulmuş şey değildir. Barışçıl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlıktır. Türk milleti bölücü terörle yaşamaya mecbur değildir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim. İmanımız bir, kıblemiz bir, irademiz bir, bayrağımız bir, milletimiz bir, devletimiz bir, anımız bir, acımız bir, geleceğimiz bir, biz hep birlikte Türk milletiyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci yıl dönümünde milli kucaklaşmayla yeni yüzyılın destanını el ele yazalım; ayrılmamızı, bölünmemizi, parçalanmamızı bekleyenleri mahvı perişan edelim. Kökünü kurutamayacağımız bir sorun yoktur. Çaresizlik içinde kıvranacağımız bir konu da yoktur. Dünya siyasetini Filistin davasında bir araya getirme mücadelesi veren Türkiye’nin 154 partiyle kutuplaşması, kendi içinde yarılması, birbirine girmek için pozisyon alması doğru değildir, ahlaki değildir, makul değildir, makus talihimiz Allah’ın izniyle ters dönecektir. CHP Genel Başkanı istediği kadar sağa sola gitsin, orayı burayı ziyaret etsin, gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemesinden, bastığı ve baktığı siyasi zemin kırık olduğundan dolayı yanlışa düşmesi ve hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmazdır."