Zatürre vakalarının başta Çin olmak üzere birçok ülkede arttığına dikkat çeken VM Medical Park Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adem Dirican, uyarılarda bulundu. Zatürre vakalarının Çin olmak üzere birçok ülkede artışa geçtiğini ifade eden Uzman Dr. Adem Dirican, "Ülkemizde son 1 ayda okulların açılması ve grip vakalarının artmasıyla iyice grip vakaları arttı. Bununla beraber zatürre ve kovid vakaları da görmüyor değiliz. Avrupa’da görülen bu zatürreden korkalım mı? Şu ana kadar çok korkacağımız bir vaka görmedik. Ölümcül vakalar değiller. Hepsi grip ve nezle kıvamında seyrediyor. Bazı vakalar uzuyor, uzadığından aklımıza başka patojenler geliyor. Grip ve nezle gibi başlayan vakalar eğer uzuyorsa 3. veya 4. günden sonra devam ediyorsa aklımıza zatürre geliyor. Genellikle hastalarda önce boğazım ağrıyor, sonra göğsüme iniyor şeklinde şikayetlerde geliyor. Çoğu vakalar hemen hemen ayakta tedavi ettiğimiz vakalardır. Şu anda yoğun bakım gerektiren grip sonrası zatürre vakalarına rastlamadık. Şimdilik korkacak bir şey yok gözüküyor. Bu vakalar neden arttı derseniz, 3 yıllık pandemi döneminde herkes evlerine kapandı. Bu sene hepimiz sosyalleştik. 3 yıllık nezle, soğuk algını birbirimize bulaştıracağımız kontenjanımızı bu sene kullanıyoruz. Bu haliyle normal ortalamadan biraz fazla görüyoruz" diye konuştu.
Grip ve zatürreden korunma
Uzm. Dr. Adem Dirican grip ve zatürreden korunma yollarıyla ilgili şunları söyledi:
"Bu mikroplar vücudumuza çeşitli yollardan girseler de hava yolu ile vücudumuza giren, gribal enfeksiyon ve zatürreye sebep olan mikropların ilk temas yeri ağız ve burnumuzdur. Bağışıklık sistemimiz vücudumuzu bakterilere, virüslere ve diğer yabancı maddelerin yaptığı hastalıklara karşı koruyan bir işleyiştir. Aşılar gribal enfeksiyonlara karşı önemli bir koruma yöntemi olsa da tek yöntem değildir. Bunun yanında hava yolu ile bulaşan hastalıklardan korunmanın altın kuralları diyebileceğimiz tedbirlere azami dikkat edilmelidir. Hasta kişiler öksürürken, aksırırken ağızlarını mendille, yoksa kolları ile kapatmalı, maske kullanmalıdırlar, yerlere tükürülmemelidir. Eller, yemekten öncesi, tuvaletten sonra, dışarıdan eve gelince sabun ve bol su ile 15-30 saniye iyice yıkanmalı, selamlaşırken tokalaşmak ve sarılmaktan kaçınılmalıdır. Kapalı ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı, bulunduğumuz mekanlar sık sık havalandırılmalıdır. Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır. Çatal, kaşık, bardak ve havlu gibi malzemeler ortak kullanılmamalıdır. Bol sıvı alınmalı, düzenli beslenmeye özen gösterilmeli, sofralarımızda özellikle C vitamini açısından zengin besinlere yer verilmesine özen gösterilmesi önemlidir. Özellikle uyku düzenine dikkat edilmeli. Yeterli ve düzenli uyku hem vücut direncini arttırır hem de hastalığın daha çabuk iyileşmesi için gereklidir. Stres de vücut direncini azaltıp kolay hastalanmaya sebep olur. Kaçınılması gereken bir faktör de strestir. Son olarak spor yapmak özellikle açık havada düzenli yürüyüş yapmak da bağışıklığın arttırılması için önemlidir."