2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde görme engelli Fransız bir kız...
Ve vicdanının sesini dinleyen radyo aşığı bir Alman askeri…
Anthony Doerr'ın Pulitzer Ödüllü çok satan kitabından uyarlanan masalsı bir dizide buluşuyor…
2023 yapımı dizinin orjinal ismi “All the Light We Cannot See”, Türkçeye “Göremediğimiz Tüm Işıklar” olarak çevrilmiş. Başrollerinde Aria Mia Loberti, Louis Hofmann, Hugh Laurie, Mark Ruffalo ve Lars Eidinger var.
Kurgusal bir realiteden yola hareketle temelde iyilerin ve kötülerin savaşını anlatan dizinin IMDB puanı hatırı sayılır seviyede. Ve tam anlamıyla sürükleyici, dark akademik ve gizemli bir senaryosu var.
Hiç spoiler vermeden tavsiye etmek istediğim dizinin karakterleri öyle karikatürize tipler değil ama idealize karakterler. Bu da diziyi kurgusal bir gerçeklik içerisinde masalsı bir yolculuğa sürüklüyor. 
Aria Mia Loberti’nin canlandırdığı Marie-Laure karakterinin saflığın, barışın, güzelliğin ve iyiliğin sembolü olduğu görülüyor…
Louis Hofmann’ın canlandırdığı Werner karakterinin, yokluğun, çaresizliğe karşı azmin ve vicdanın sembolü olduğu çok açık…
Lars Eidinger’ın canlandırdığı Reinhold von Rumpel karakteri Nazi acımasızlığını temele alarak hiç şüphesiz tam kötülüğün ve acımasızlığın sembolü olmuş…
Hugh Laurie’nin canlandırdığı Etienne LeBlanc karakteri ise bana göre bilgeliğin ve kendini feda eden kurtarıcının rolünde…
Ve bunların hepsinin arkasındaki çatı; “iyilik” ve “kötülük” kavramının birbirinden zıt iki kutup olmasından beslenen idealize bir dünya… 
Gerçek hayatta baktığımızda “iyilik” ve “kötülük” kavramları çoğu zaman hayatımızda birbirinin içine geçmiş, bazen birbirinin yerini almış, bazen sadece birlikteyken varolabilmiş olgular. İnsanlar da olaylar da hayatımızda çoğu zaman bu denli net çizgilerle ayrılmıyor. Bu nedenle dizinin en temelinde “iyilik” ve “kötülük” kavramları masallarda olduğu gibi işlenmiş… 
Pek tarzım olmasa da keyifle izledim mi? 
İzledim.
Öneriyor muyum? 
Kesinlikle…
Keyifli haftalar…