Merhaba, bugün oğlukumun bizden ayrılışının 19. Günü bugün ve ben onun hikayesini anlatmaya devam edeceğim. Bir önceki yazımda oğlumun doğar doğmaz yaşadıklarını anlatmıştım şimdi bana gelişini anlatacağım.

Limon’un inşaattan alındığı gün bende duygulanıp ağlamıştım. O gün Limon’a yuva bulmalıyım dedim arkadaşlarıma sordum ama kimse istemedi. Bende eve almayı düşünmemiştim hiç çünkü babam da Coa ve alerjik astımı var o yüzden eve almayı hiç düşünmemiştim. Hem de ben hayvanlara dokunamazdım, biraz garip bir söylem oldu ama öyle. Arkadaşlarıma gittiğimde bile hep kedilerinden kaçardım beni tırmalar ya da ne bileyim o dokunma hissini hiç sevmezdim ama kuzenim biz sahiplenelim bakarız dedi. Ben de kuzenimi kıramadım. Temmuz ayında aldım ve eylülde okullar açılana kadar ben bakmak üzere aldım Limon’u.

Limon gelmeden önce ben heyecanlandım hem korku var hem de adını koyamadığım garip bir tedirginlik. O yüzden geliş süresini biraz uzatmak için dur tuvalet alayım, dur mama kabı alayım, tur tarak alayım filan derken 1 hafta da oyaladım. Sonra o gün geldi işte Limon bana geliyor. Cuma akşamı anahtarı arkadaşıma verdim o cumartesi Limon’u getirdi, getirmişken de biraz onla kalsın oğlukum biraz alışsın eve diye. Bende cumartesi öğleye kadar çalışıyordum zaten onla beraber Limon’la zaman geçirip bana alışmasını sağlamak istedim. Ben bu kadar plan yaparken beklemediğim bir şey oldu, ben koltuğa oturur oturmaz Limon benim kucağıma geldi yattı. O öyle masumca yatınca bana da bir şey oldu, hayvanlara hiç dokunamayan haydar bir anda Limon’un kafasını okşamaya başladım bir garip oldum o anı hala hatırlıyorum da içim bir garip olmuştu.

Limon’la maceram başladı, ilk defa bir hayvana bakıyordum ve pekte başarılı olduğum söylenemezdi ama düşe kalka Limon’la üstesinden geldik. Ben biraz titiz biri sayılırım ve hiç alışık olmadığım için zorlanıyordum. Limon tuvaletini yapıyordu ben ev kokmasın diye hemen kumunu temizliyordum ama çok sonra anladım kötü bir şey yaptığımı çünkü Limon’um alıştı vefat ettiği güne kadar temiz olsa dahi bize tuvaletini temizletip öyle yapıyordu, hatta böyle temizlenirken kontrol ediyordu.

Çok tatlı olduğu için kurallar koyamadım o ne zaman yemek istese ben veriyordum ve suyu musluktan içmeyi seviyor diye kucağıma alıp içiriyordum. İlk başlarda odamın kapısını kapatıp yatıyordum çünkü temas bağımlısıydı ve ben huylanıyordum bana dokunmasından. Ama bir gün o kadar çok miyavladı ki kıyamadım aldım odaya. Önce ayak ucumda yatmaya başladı sonra bacağıma yaklaştı günler geçtikçe yukarı doğru çıktı ve bide baktım ki ben uyurken gelmiş kolumun altına girmiş uyumuş. O kadar huzur dolu bir andı ki hiç bitsin istemedim, o günden sonra hep oğlumu kucağımın arasında yatırmaya başladım. Uyumayı çok seviyordu zaten benim içinde iyi oldu beraber yatıyorduk.

Yazarken biraz duygulandım ara verdim o esnada fotoğraflarına baktım, çok tatlıydı benim oğlum off off.

Fotoğraflara baktım ben film izlerken o bilgisayarın yanına yatmış, sandalyenin üzerine yatmış ama böle garip garip popo bir yerde kafa bir yerde ve her fotoğrafında sağ patisini kırıp uyumuş deli oğlan. Uyurken bile izlemek çok güzel bir histi çok özledim ona bakmayı onu hissetmeyi.

Sanırım bu yazı serisi sandığımdan zor olacak, yazmaya pazartesi günü başladım bugün perşembe hala bitiremedim, sürekli ara veriyorum fotoğraflarına bakıyorum. Bu acı geçmiyor ama arkadaşlarımın dediği gibi sanırım alışacağım artık. Limonla oynadığım oyunları ya da oynama çalışmamı bir sonraki yazımda anlatacağım.

Bugünlük bu kadar görüşmek üzere hoşça kalın.