Gazetecilerin mesleğinin en önemli parçası istihbarattır. Yani yeni öğrenilen bilgiler ve ham haberlerdir. İstihbarat ağı geniş olan gazeteciye onlarca yüzlerce kurum veya insandan bilgi, haber, video ve fotoğraf iletilir. Naçizane benim de ileti adresime ya da içinde olduğum bazı haberleşme gruplarına bu tarz haberler, videolar, fotoğraflar paylaşılıyor.
Sosyal medyanın gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte neredeyse herkes “kendi medyasının” sahibi olmuş gibi oldu bir anda. Daha önce Yerel ya da ulusal basın aracılığı ile kendi sesini duyurabilmek için çabalayan kurumlar, siyasetçiler, sanatçılar, özel şirketler, derdi olan vatandaş, ünlü olmaya çalışanlar… artık kendi sosyal medya hesapları üzerinden insanlara ulaşmaya başladı.
Gazeteciliğin değiştiğine ilginç bir örnekle tanıklık ettim. Artık ulusal basında çalışmıyordum. Tanık olduğum bazı haberleri de yine de gazeteci arkadaşlarımla paylaşarak onların gazetelerinde haber olmasını sağlıyordum. Bir gün bir olayı haber vermek için bir arkadaşımı aradım. Konuyu anlattım. Bana dedi ki bu haberi bizim ihbar hattımız üzerinden iletebilir misin? Ben de fotoğrafını çekin bari dedim yok dedi onu da sen çek gönder. Biz de artık işler böyle yürüyor dedi. Sadece fotoğraf çekmeye gitmek için o noktaya gitmek maliyetli oluyormuş. Bizler haberin doğruluğunu araştırmak için ne olursa olsun oraya gider bakardık, fotoğraflardık. Ama artık hızlı bir değişim yaşadığımız ortadaydı.
Basın kurumları artık haberle birlikte haber konusu ile ilgili görselleri de bekler duruma geldi. Haber kaynaklarımdan birisi de deneyimlediği bir durumu şöyle aktarmıştı. Kendisi de eski gazeteci olmasına rağmen paylaştığı haberi bilgi metni gibi paylaşmış. O metni çok çok az basın kurumu kullanmış, bazıları da haber metnine bile çevirmeden kullanmış. Ayrıca bu metin bazı istatistiksel veriler içeriyor olmasına rağmen haberi kullanan hiçbir kurum bu veriyi grafik haline getirip haberde kullanmamış. Bu haber kaynağım daha sonraki paylaşımında ise metni tam bir haber metni ve ek olarak yine bir grafik ile paylaşmış. Böylece haberin kullanılma oranı da artış ayrıca paylaştığı grafikte paylaşılmış.
Bu aşamada dikkatimi çeken önemli bir şeyi paylaşmalıyım sizlerle. Haber okurken haberde kullanılan görsellerde yer alan bazı fotoğrafların çok ruhsuz olduğu dikkatimi çekiyor. Gazetede fotoğraf kullanılırken onun habere uygun fotoğraflar olup olmadığı işi gerçekten bilen fotoğraf editörünün süzgecinden geçerek kullanılırdı. Haberde bahsi geçen kişinin görsel kimliği içinde bir vesikalık tarzında bir fotoğrafı mutlaka kullanılırdı. Bir röportaj yapıldıysa eğer röportaj sırasında çekilen “tuzluk” olmayan yani mimik barındıran, acı, sevinç, zorlanma, rahatlık ifadelerini gösteren fotoğrafları görürdük. Artık göremememizin bir sebebi var. Onu da gazeteler açısından sistemsizlik ile açıklamak mümkün. Denklemden fotoğraftan anlayan insanlar çıkarıldı. Bu işin profesyonelleri sistem dışına itildi.
Lütfen dikkatle inceleyin her gün okuduğunuz haberlerde çıkan fotoğrafları. Duygusuz, haber metni ya da paylaşımlarla örtüşmeyen onlarca fotoğraf göreceksiniz. Biz fotoğraf bir röportaj çekmeye giderken şöyle uyarırlardı. Tuzluk fotoğrafı çekmiyorsun. Ona göre çek gel derlerdi.
Sizlere layık olmayan bu fotoğrafları lütfen eleştirin. İşin ehlinden çekilmiş fotoğrafları hak ediyorsunuz.