Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 28’inci dönemle birlikte ihtisas komisyonları da birer birer çalışmaya başladı. Geçtiğimiz dönem en çok tartışılan komisyonların başında ise Dijital Mecralar Komisyonu geliyordu. Dezenformasyon yasası bu komisyonda görüşüldükten sonra yasalaştırılmıştı.
İşte bu komisyon ilk toplantısını dün yaptı.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, 28’nci dönemdeki ilk toplantısını AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında gerçekleştirdi. Kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen ve seçim öncesinde tartışmalara neden olan Basın Kanununda değişiklik öngören kanunun, yasalaşmadan önce görüşüldüğü Dijital Mecralar Komisyonu’nda Twitter’a yönelik eleştiriler gündeme geldi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Hüseyin Yayman, ulusaşırı dijital ağların ‘sosyal medya mahkemeleri’ kurduğunu öne sürerek, Twitter temsilcilerinin davete rağmen Meclis’e gelip bilgilendirme yapmamasını eleştirdi. Yayman’ın eleştirilerinde başlıklar şöyle öne çıktı:
“Ulusaşırı dijital ağların bir anlamda ulus devletleri, parlamentoları, yasamayı, yürütmeyi, yargıyı bir anlamda baskı altına aldığını, baskı altına almak istediğini hep beraber yaşadık ve yaşıyoruz da. Tabiri caizse ulusaşırı dijital ağlar demokrasileri rehin almak istemektedirler. Ulusaşırı dijital ağlar kendilerini yasama, yürütme, yargı erkinin üstünde görmek suretiyle bir anlamda bir sosyal medya mahkemesi kurmak suretiyle farklı bir tavır içerisine girmişlerdir. Bizim komisyonumuz hem özgürlüklerin korunmasını hem kamu düzeninin sağlanmasını hem mahremiyetin sağlanmasını hem dezenformasyonla mücadeleyi önceleyen komisyonlardan bir tanesidir ve komisyonumuzun bir anlamda varlık sebebidir.
Vatandaşlarımızın dijital ağlarda geçirdikleri süreler artık çok ciddi bir sinyal vermektedir, tehlike çanlarının çaldığına işaret etmektedir. Farklı ölçümlemelerde, kimi ölçümlemelerde, sekiz saat, kimi ölçümlemelerde 11 saate varan zaman geçirmeler aslında ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya kaldığımızı ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bizim yeni dönemdeki en önemli gündemimiz dijital bağımlılık, özellikle çocuklarımızın dijital ağlarda nitelikli zaman geçirmesi, dijital ağlarda geçirilen sürelerin daha kontrollü hale gelmesi ve Türkiye’de kurulan temsilciliklerin sözde değil, özde olması.”
Dijital ağlarda geçirilen sürenin artıyor olması ve Yayman’ın bu konudaki uyarıları çok önemli ve mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Zaten Dijital Mecralar Komisyonu da bu konudaki tartışmaları mutlaka gündemine alacaktır.
Twitter’la ilgili eleştirelere gelirsek de onlar da şöyle: “Tüm ağlar geldi fakat Twitter gelmedi. Onlar kendilerini kainatın ve evrenin üstünde görüyorlar galiba yani Amerikan Kongresinde gidip faaliyetlerini anlatırken, başka ülkelerde Kıta Avrupasında gidip faaliyetlerini anlatırken Türkiye konusunda çok mesafeli bir tavırlarının olduğunu belirtmem lazım.“