Travmatik bir çocukluk, keşfedilmesi gereken bir yetenek…

Bu yetenekli çocuğa bir amaç ve bu amaca uygun eğitimi verirseniz, içindeki potansiyelden çok daha büyük başarıların ortaya çıkması kaçınılmaz olur…
İşte böylesi bir başarıyı anlatan film: “Big George Foreman” (2023).

10 Ocak 1949 tarihinde Texas'da dünyaya gelen Foreman, ailesinin aşırı yoksulluğundan alması gereken tüm nasiplerini alır. İçinde biriktirdiği öfke ona, çevresindeki tüm sorunlarını kavga ederek çözmeyi öğretir; ancak sürekli kavga etmesi 15 yaşında okuldan atılmasıyla sonuçlanır.
Bir daha kavga etmeyeceğine dair annesine söz vermiş olsa da yaptığı ve yapabildiği en iyi şeyin dövüşmek olduğunu bilir Foreman. Nitekim travmalarından beslenen gücünü, kontrollü bir güce dönüştürmek için yapılabilecek en doğru adımı atar ve boksla ilgilenmeye başlar.
Boksla ilgilenmesi belli ki hayatının en doğru kararıdır. Henüz 19 yaşındayken 1968 Yaz Olimpiyatlarında boks/ağır sıklette “altın madalya” kazanır. İlk profesyonel rakibi Donald Walheim’ı üçüncü rauntta nakavt eder ve sonrasında 1973’te Joe Frazier’ı ilk iki rauntta altı kez yere sererek Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu olur.
1974’e gelindiğinde ise Muhammed Ali ile “The Rumble In the Jungle” adı verilen maça çıkan Foreman, aslında iyi bir performans gösterir; ancak yılların öğrenilmiş tecrübesine yenilir ve 8. rauntta nakavt olur…

Fazla spoiler verdiğimi düşünmeyin; çünkü film bu üç beş cümleden çok daha fazlasını anlatıyor. Çok da güzel anlatıyor.
Öncelikle, George Foreman’ın kariyer basamaklarındaki yükselişini ilmek ilmek işlemek yerine, esas gelinmesi gereken noktalara hızla geliyor. Bu açıdan hiç sıkılmadan, akıp giden muazzam bir film izliyorsunuz.
Başrol oyuncusu “oynamak” yerine “olmak” diyebileceğimiz bir performans sergiliyor ve Foreman’ın kimliğine resmen bürünmeyi başarıyor. Hatta Foreman’ın şahsına münhasır yumruk atma şekillerini öyle çok çalışmış olmalı ki neredeyse Foreman’ı birebir kopyalıyor.
Forest Whitaker'ın canlandırdığı Doc Broadus ise eminim ki izleyen herkesin en fazla seveceği karakterlerden birisi. Bir yetenek avcısı gibi, Foreman’ın çocuklukta yaşadığı değersizlik hisleri ile başlayan o derin öfkesini, kendisini çok değerli hissedeceği saygın bir adam ortaya çıkarmak için kullanmasını sağlıyor.
Filmdeki her karakter, Foreman’ın annesi, ikinci eşi, kardeşi filme anlam katmış ve muhteşem bir cast yakalanmış.
Kısacası, özellikle boks sevenler ve potansiyelini gerçekleştirme konusuyla ilgilenenler için koleksiyonluk bir film olmuş.
Keyifli izlemeler…