Sevgili okur, hayal kurmak bizi diğer canlılardan ayıran oldukça önemli bir özelliğimiz. Bu noktada başka canlı türlerinin hayal kurmak gibi bir becerisi olup olmadığını bu yazıyı kaleme aldığım esnada araştırmak istediğimdeyse, karşıma enteresan bir haber çıktı.
Sıkı durun, internette dolaşan bu enteresan habere göre, hayal kurmakta yalnız değilmişiz, meğerse tırtıllarda hayal kurabiliyormuş. Yok canım daha neler, dediğinizi duyar gibiyim. Ben de “yok canım” demedim değil. Sonrasında bu bilgiyi teyit edebilir miyim acaba diye bir bakayım dedim. Sağolsun teyit.org o işi çoktan yapmış. Tırtılların hayal dünyası, bir hayalden ibaretmiş meğerse.
Yukarıda bahsi geçen konuyla aslında, hayal kurma sınırları üzerinden sizleri hayal kurmaya davet edeceğim. Çünkü kendi sınırlarımızı, hayatımızdaki olumlu ya da olumsuz unsurları değerlendirirken temel kriterlerimizi hayaller oluşturmakta.
Peki başkası için hayal kuranlarımızla ilgili meseleye ne demeli. İşte bu da başka bir araştırma ve tartışmanın konusu olsa gerek.
Örneğin annem benimle ilgili yıllarca hayal kurdu. Sevgili anneciğim hep mühendis olmamı istedi. Oysa ben hayatın cilvesi olsa gerek işletme fakültesinde ilk lisans eğitimimi aldım. Dolayısıyla da mühendislik hayalleri annemin hayalleri olarak kala kaldı. Tabiki bende isterdim, annemin hayalleri gerçek olsun. Peki ya benim hayallerim. Benim hayallerim, annemin hayal kırıklıkları mı acaba?
Şimdi diyorsunuz ki bu işin sonu nereye varacak. Kıssadan hisse, başkalarının hayalleri üzerinden, bu anneniz de olabilir, kendi hayallerimizi, dahası gerçekleşecek hayallerin getireceği mutluluklarımızı ötelemenin ne derece hayatımızı etkileyeceği ayrı bir düşünsel konu.
Hayaller ve hayatlar üzerinden, mutluluk kavramıyla ilgili temelinde kaygısal ve de gayet de doğal olan bir sorgulama sürecine vardığınızı hayal ederek, hayallerinizin gerçek olduğu günlerde görüşmek üzere diyorum.
Sevgiyle kalın…