Henüz gündemimizde olmayan, herkesin sessizce, fısıltıyla konuştuğu, “Bu sene de hiç kar yağmadı”, “Yazın susuz kalır mıyız” endişeleri üzerine konuşmak istedim. Su ile ilgili olarak gözlemlediğim birkaç temel nokta var. Bir tanesi içme suyuna erişim ve musluktan su içilebilmesi, diğeri ise barajların doluluk oranı.
Ankara özelinden konuya baktığımızda, ASKİ’nin internet sitesi üzerinden güncel olarak barajların anlık, aylık ve yıllara göre doluluk oranlarını, içme suyunun kalitesini ayrıca şehir şebekesine hangi kaynaktan ne miktarda su verildiğini takip edebiliyorsunuz. Rakamlarla aram çok da iyi değildir. Sizleri de rakamlara boğmak istemiyorum. Dilerseniz ASKİ internet sitesinden bu verilere ulaşabilirsiniz.
Benim gözlemlediğim kadarıyla şehrimizin su tüketimi her geçen yıl artarak devam ediyor. Ancak barajların doluluk oranları yıllara göre aynı oranda artış göstermiyor. Hatta kimi yıllarda barajların doluluk oranlarında ciddi düşüşler olduğunu görüyoruz.
İklim krizinin dünyada etkisi sürerken, küresel ısınmanın geldiği boyut ve iklimsel değişkenlerin bu derece fazlalaşması, su ile ilgili çözüm üretmeyi de zorlaştırmakta. Tüketim odaklı çözüm önerilerini sıralamaktansa herkesi tasarruf etmeye davet etmenin daha doğru olduğunu düşünüyor, hatta tasarrufla ilgili etkili bir kampanya yürütülmesi gerektiğine inanıyorum.
Seçim arefesinde siyasilerin pek de gündem ve vaatleri arasında olmayan, ancak halkın gündeminden düşmeyen bir konuyu hatırlatmak istedim.
Haksız mıyım? Bu sene de hiç kar yağmadı.
Susuz kalmamak dileğiyle, sağlıcakla kalın.