Bunu daha öncede birkaç kez dile getirmiştim aslında fakat Ankara dışından gelen bir arkadaşımla burada Ankara’da çalışma koşulları üzerine kısa bir sohbetimiz sırasında Ankara’da foto muhabiri olmanın, görsel bir haberci olmanın zorluğunu tekrar hatırladım.
Ankara son yıllarda aldığı göçe rağmen İstanbul’a oranla bir yerden bir yere ulaşım rahatlığı ve hızı anlamında rahat bir kent. Bu rahatlık gazetecilerin çalışma tempolarını da etkiliyor ister istemez.
İstanbul’un yaşam şartları gazeteci günde işe gitmesine olanak verir. Sabah ofisten bir iş için çıkan gazetecinin ofise dönmesi çok zordur. Gittikleri görevdi sonuna kadar takip ederler. Ankara’da ise zaten az personel çalıştırıldığı için ve ulaşımın rahat olması bir gazetecinin günde en az 2 işe gitmesine neden olur. Bazen 3-4 hatta akşam işleri de olursa bu sayı 5-6’ya yükselebilir.
Malum seçim dönemi Ankara’da da aynı anda birçok adayın programı oluyor. Bazen aynı saatlere denk gelen programlar bazen 2 saat arayla da olabiliyor. Bu programlar arasında yetişmeniz beklenebiliyor. Yani izlemeye çalıştığınız bir programda ortalama 15-20 dakika kalıp diğer programa yetişebilmek için koştur koştur gitmeniz gerekir.
Bu yoğunluk ve koşturmaca sayı olarak çok iş yapmış gibi gösterebilir sizi fakat yaptığınız için kalitesini etkileyen bir sıkışıklık. Bir programa başlamadan önce gideceksiniz ki orada yeterince gözlem yapabilip, o atmosfere uygun çekimler yapabilesiniz. Bir de o gittiğiniz görevin “o an” dediğimiz fotoğrafının ne zaman olacağını bilemezsiniz ki! O görevinin başında da olabilir ortasında da sonunda da kim bilebilir ki!
Yine konumuza dönüş yapacağız fakat aslında sadece bir toplantı ya da bir olay çıkarsa o olaya gönderilen çalışma tarzı bu mesleğin Türkiye’de gelişmemesindeki etkenlerden birisidir. Foto muhabirlerin dünyadaki çalışma metotları gibi foto röportaj sistemine yeterince değer vermemiş bir sistemdi. Burada bunu belirttikten sonra tekrar konuya dönüş yapalım.
Bir görevde, sınırlı bir süre içinde çekmek zorunda olduğunuz fotoğraflar içinize sinmemiş ve beğenmiyorsanız bir de onlara imza atmak durumunda kalabiliyorsunuz. O da sizin kalitenizin sorgulanmasına neden oluyor. Evet belki bir günde çok fazla iş yapmış gibi görüneceksiniz fakat yaptığınız işin kalitesini düşürmüş olacaksınız.
Foto muhabirliği, aslen sıcak günden işidir. Nerede toplumu toplumları ilgilendiren bir konu varsa orada olmak ister görsel haberciler, foto muhabirleri. Dünyanın neresinde olursa olsun bir olay yaşandığında orada olmak ister. Eğer ülkenizde ya da yaşadığınız bölgede bir olay varsa da orada olmak ister.
Basın’ın içine düştüğü ekonomik sıkıntı yangınından kurtulma çabasındaki kurumlar ilk olarak görsel haberci ve muhabirlerinden kesintiye gitti. Muhabir sayılarını çok azaltırken, görsel haberci kadrolarını kapattılar. Foto muhabirlerinden vazgeçilmesi yeni nesillerin katkısından mahrum kalmasına neden oldu.
Ayrıca Bu dönem foto muhabirinin olaya koşan değil de olayı ayağına bekleyen bir dönem olması ile de tarihe geçti. Bir habere girmek ciddi bir bütçe gerektiriyor. Kalem kalem bütün ihtiyaçlarının en ucuz şartlarda da karşılasa sadece bir haberde bir asgari ücret kadar bir bütçeye ihtiyaç duyduğu ortada.
Hal ortadayken ülkemizde foto muhabirleri için dünya ile rekabet etmesine olanak sağlayacak yeni bir çalışma ve finans sistemine ihtiyaç duyduğumuz ortada.