"Minari", Amerikalı yönetmen Lee Isaac Chung'un yazıp yönettiği dramatik bir film olup, yarı otobiyografik bir anlatıma sahiptir. Film, 1980'lerde Koreli bir göçmen ailesinin Amerika'daki hayata uyum sağlama çabalarını konu almıştır. "Minari" adı, Kore mutfağında sıkça kullanılan ve zor koşullarda dahi büyüyebilen bir bitki olan minariden gelir. Aslında filmde de bu bitki, filmde hem umut hem de aile bağlarını simgeleyen güçlü bir metafor olarak kullanılmıştır. Film, 93. Akademi Ödülleri'nde büyük beğeni toplamış ve, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Orijinal Müzik, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dahil olmak üzere birçok ödül kazanmıştır.
Film, Koreli-Amerikalı Yi ailesinin Kaliforniya’dan Arkansas'ın kırsal bir bölgesine taşınarak yeni bir hayat kurma çabalarını anlatır. Ailenin reisi Jacob, ailesi için daha iyi bir gelecek arzusuyla tarım yapmayı planlar. Onun amacı, Koreli sebzeler yetiştirip Koreli marketlere satmak ve bu yolla geçimini kazanmaktır. Ancak, kırsalda yaşam sandığı kadar kolay değildir ve tarımsal uğraşları birçok aksilikle karşılaşır. Jacob'ın karısı Monica ise kocası kadar iyimser değildir. Monica, büyük şehirlerdeki hayatını özler ve Arkansas'taki izole yaşamdan rahatsız olur. Anne-baba arasındaki bu farklı bakış açıları, zamanla aralarında gerilime neden olur. Çocukları David ve Anne ise, hem Koreli hem de Amerikalı kimlikleriyle bir arada büyümenin zorluklarıyla karşı karşıyadırlar. Ailenin dengesini etkileyen bir diğer faktör ise Kore'den gelen büyükanneleri Soon-ja'nın yanlarına taşınmasıdır. David, geleneksel Koreli büyükanneler gibi davranmayan Soon-ja'ya alışmakta zorlanır. Onu "gerçek bir büyükanne" olarak görmez. Ancak zamanla Soon-ja ile David arasında güçlü bir bağ oluşur.
Ailenin babası Jacob, Amerikan rüyasını gerçekleştirmek için büyük bir risk almıştır. Kore'den ABD'ye göç ettikten sonra ailesine daha iyi bir gelecek sunma arzusuyla doludur. Onun karakteri hırslı, kararlı ve bazen inatçıdır. Jacob, Amerika'da başarılı bir çiftçi olmayı kafasına koymuştur, ancak bu hedefine ulaşma yolunda ailesini ihmal etmeye başlar. Başarının, sevdiği insanları kaybetme pahasına bile olsa her şeyden önemli olduğuna inanır. Bu karakterin iç çatışması, filmdeki duygusal yoğunluğu oldukça beslemiştir. Jacob'ın karısı Monica ise, kocasının tersine daha pragmatiktir. Arkansas'taki yaşam tarzını sevmemektedir ve çocukları için endişelenir. Monica, şehirdeki daha rahat hayatı özlemiş ve Jacob'ın hayallerine dair şüpheleri artmıştır. Monica'nın karakteri, daha çok ailesinin iyiliği için güvenli ve istikrarlı bir yaşam arzusunu temsil eder niteliktedir. Onun içsel mücadelesi, aile içinde dengeyi sağlama çabası ve evliliklerindeki gerilimle başa çıkma yolları ince ince işlenmiştir. Filmin merkezinde yer alan küçük çocuk David, ailenin en küçüğüdür ve doğuştan kalp rahatsızlığıyla mücadele eder. David, yeni çevresine uyum sağlamakta zorlanır ve büyükannesiyle ilişkisinde önemli bir gelişme yaşar. Başlangıçta büyükanne Soon-ja'ya karşı mesafeli olan David, zamanla ona karşı büyük bir sevgi beslemeye başlar. Filmde, David'in karakteri, masumiyeti ve saflığı temsil eden bir yapıdadır; aynı zamanda göçmen bir ailenin ikinci kuşağı olarak da iki farklı kültür arasında sıkışıp kalmanın etkilerini de yaşadığını görürüz.
Filmdeki en önemli tema, göçmenlik ve Amerikan rüyasının gerçekliği arasındaki çatışmadır. Ailesiyle birlikte Kore'den Amerika'ya göç eden ve Amerikan topraklarında başarılı olma hayaliyle yanıp tutuşan Jacob’un hayali, düşündüğü kadar kolay değildir. Film, göçmenlerin Amerika'daki zorluklarıyla yüzleşmesini ve bu süreçte kimliklerini nasıl koruyabileceklerini sade bir şekilde anlatmıştır. Yi ailesi, çeşitli kültürel, kişisel ve ekonomik baskılarla karşı karşıya kalırken, onların bağları her şeyin üstünde kalmaya çalışır. Bu da aile bağlarının önemini bizlere bir kez daha hatırlatmıştır. Yönetmen, Lee Isaac Chung'un sade ve samimi anlatımı da, izleyicileri karakterlerin iç dünyasına çekerek, filmi hem duygusal hem de görsel açıdan son derece zenginleştirmiştir. Filmi izlemeyenlerin izlemesini mutlaka tavsiye ederim iyi seyirler…