2005 yılında, Polanski Charles Dickens'ın ünlü eseri Oliver Twist’i beyaz perdeye uyarlamış ve bu klasik hikayeyi kendi benzersiz bakış açısıyla yeniden yorumlamıştır. Polanski'nin Oliver Twist filmi, 19. yüzyıl İngiltere'sinin karanlık ve zorlu yaşam koşullarını etkileyici bir şekilde yansıtarak, izleyicilere hem duygusal hem de görsel açıdan zengin bir film keyfi yaşatmıştır. Polanski'nin karanlık ve derinlikli anlatım tarzı ile Dickens'ın sosyal eleştirileri birleşerek hikayeyi izleyicilere çok güzel yansıtmışlardır. Polanski, genellikle insan doğasının karmaşıklıklarını ve toplumun karanlık yüzlerini ele alan bir yönetmen olarak bilinir. Oliver Twist filmi de bu bağlamda, hem Dickens'ın edebi dehasını hem de Polanski'nin sinematik vizyonunu izleyiciye başarılı bir şekilde yansıtmıştır.

Filmi izlememiş olanlar için fazla detay vermeden, filmin konusundan bahsetmek gerekirse; Oliver Twist, yetim bir çocuğun zorlu hayat mücadelesini ve toplumun en alt tabakasında hayatta kalma çabasını konu alır. Oliver, doğduğu yetimhaneden kaçarak Londra'nın karanlık sokaklarına sığınır ve burada çeşitli suçlularla karşılaşır. Polanski'nin uyarlaması, Dickens'ın romanına sadık kalarak, bu hikayeyi daha geniş bir izleyici kitlesine ulaştırmıştır. Ancak Polanski, hikayeyi kendi sinematik diliyle yeniden şekillendirmiş ve karakterlerin içsel dünyalarını derinlemesine işlemiştir.

Filmin görsel dünyası, Polanski'nin ustalıkla yarattığı karanlık ve kasvetli atmosferle dikkat çekmiştir diyebiliriz. 19. yüzyıl Londra'sının sokakları, binaları ve mekanları büyük bir özenle tasvir edilmiştir. Koyu renk seçimleri ve dikkatlice seçilmiş mekânlar, izleyiciyi doğrudan hikayenin içine çekmiştir. Filmin sinematografisi, Dickens'ın tasvir ettiği yoksulluk ve umutsuzluk dolu dünyayı başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Polanski, bu atmosferi yaratırken detaylara verdiği önemi gözler önüne serer. Kostümlerden dekorlara kadar her unsur, dönemin ruhunu ve karakterlerin içinde bulunduğu zor koşulları yansıtmıştır.

Filmin oyuncu kadrosu da, hikayenin duygusal derinliğini ve karakterlerin karmaşıklığını başarıyla yansıtmışlardır. Oliver rolünde Barney Clark, karakterin saflığını ve cesaretini etkileyici bir performansla sergilemiş, Ben Kingsley, Fagin karakterinde, suç dünyasının karizmatik ama tehlikeli liderini canlandırarak, rolüne çok boyutlu bir derinlik katmıştır. Kingsley’nin performansı da, karakterin hem sempatik hem de korkutucu yönlerini dengeli bir şekilde ortaya koymuştur. Filmin diğer oyuncuları, Sikes rolündeki Jamie Foreman ve Nancy rolünde Leanne Rowe’da, karakterlerinin trajik ve zorlayıcı yönlerini etkileyici bir şekilde yansıtmışlardır.

Oliver Twist romanı, hem Dickens’ın döneminde hem de Polanski’nin filminde güçlü sosyal eleştiriler içermektedir. Dickens’ın bu romanı, 19. yüzyıl İngiltere’sindeki yoksulluk ve sosyal adaletsizliklere dikkat çekerken, Polanski’nin filmi de modern izleyiciye bu konuların evrensel ve zamansız olduğunu hatırlatmıştır. Yoksulluk, adaletsizlik ve toplumsal dışlanma gibi temalar, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Polanski, bu temaları sade ama etkileyici bir şekilde yeniden yorumlamış, böylece izleyiciye hem tarihi bir perspektif bakış açısı hem de güncel sosyal sorunlar hakkında düşündürücü bir film yapmıştır.

Özetle, Roman Polanski'nin Oliver Twist filmi, hem Charles Dickens'ın klasik eserine sadık kalan hem de yönetmenin benzersiz sinematik dokunuşlarını içeren bir yapımdır. Polanski, filmdeki karanlık atmosferi, karakterlerin derinliklerini ve toplumsal eleştiriyi ustalıkla işlemiştir. Bu nedenle bence Oliver Twist filmi, Polanski'nin yeteneklerini ve sinema anlayışını yansıtan, görsel ve duygusal açıdan zengin bir filmdir diyebiliriz. Bu film, Dickens'ın klasik hikayesini modern izleyicilere ulaştırırken, Polanski'nin sanatının gücünü ve derinliğini de gözler önüne sermiştir. İyi seyirler.