Bir Zamanlar New York filmi (orijinal adıyla The Immigrant ), James Gray'in yönettiği 2013 yapımı bir Amerikan dram filmidir. Filmin başrollerinde Marion Cotillard, Joaquin Phoenix ve Jeremy Renner gibi oyuncular yer almışlardır.

1920'ler Amerika'sı, Birinci Dünya Savaşı' nın ardından ekonomik büyüme, toplumsal değişim ve kültürel dönüşümler dönemiydi. Amerikan rüyası, dünyanın dört bir yanından gelen insanlar için daha iyi bir hayat umudu vaad ediyordu. Fakat  Amerika'ya gelen göçmenler genellikle yoksulluk ve sosyal dışlanma gibi büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyorlardı. Bu dönemde Amerika kıtası, Avrupa ve diğer bölgelerden gelen büyük göçlerle karşı karşıyaydı. Özellikle Doğu Avrupa'dan gelen göçmenler, Amerika'da yeni bir hayat kurmak için büyük riskler alıyorlardı. New York, bu göçmen döngüsünün ana kapısı olarak biliniyordu ve Ellis Adası, bu insanların ilk duraklarından biriydi. Ancak Ellis Adası'na varmak çoğu zaman yeni bir başlangıçtan çok bir hayal ürünü anlamına geliyordu. Sağlık kontrolleri, dil engelleri ve yasal sorunlar, göçmenlerin Amerikan toplumuna entegrasyonunu zorlaştırıyordu.

Bir Zamanlar New York filmi de, 1921 yılında Polonya'dan Amerika'ya göç eden Ewa Cybulska'nın hayatını ele almıştır. Ewa ve kız kardeşi Magda, New York'a vardıklarında mecburen ayrılmak zorunda kalırlar. Magda, hastalık nedeniyle karantinaya alınırken, Ewa ise hayatını sürdürebilmek için zorlu bir mücadele vermek zorunda kalır. Göçmenlik sürecinin acımasız yüzüyle karşılaşan Ewa, yalnız ve çaresizlik içindeyken, gizemli ve karizmatik bir adam olan Bruno tarafından kurtarılır. Ancak Bruno'nun yardımının bedeli ağırdır. Ewa'yı zorla fuhuşa sürükler. Bu süreç içerisinde bir yandan kardeşini kurtarmaya çalışırken bir yandan da onurunu koruma mücadelesi verir. Bruno'nun kuzeni olan sihirbaz Orlando'ya aşık olur ve bu aşk, ona yeni bir umut ışığı yakar.

Film, 1920'lerin Amerika'sında bir göçmenin yaşadığı zorlukları etkileyici bir şekilde yansıtmıştır. Ewa Cybulska'nın hikayesi, Amerika'ya göç eden herkesin yaşadığı gerçekleri somut bir şekilde gözler önünde sermiş ve kısa sürede hayatta kalma mücadelesine dönüştürmüştür. Ellis Adası'ndaki kız kardeşi Magda karantinaya alındıktan sonra Ewa, Amerikan sisteminin sert ve güvensiz yüzüyle tanışır. Dil bilmemenin ve ekonomik sıkıntıların getirdiği zorluklar, Ewa'yı güçsüz ve tükenen biri haline getirmiştir.

Film, göçmenleri cinsel istismar tuzağıyla karşılayan Bruno karakteri üzerinden etkileyici bir şekilde anlatımını yapmıştır. Bruno, göçmen kadınları kandırarak fuhuşa zorlayan bir figür olarak, o sonsuz acımasız gerçeklerin temsilini canlandırmıştır diyebiliriz. Bruno'nun Ewa üzerindeki kontrolü, sadece ekonomik değil, aynı zamanda duygusal ve fiziksel bir baskıya da dönüşür.

Film teknik açıdan da oldukça başarılıdır. Yönetmen James Gray ustalıkla güçlü bir dönem draması yaratmayı başarmıştır. Filmin en dikkat çekici yönlerinden biri de, 1920'ler New York'unun eksiksiz bir şekilde yansıtılmasıdır. Sanat yönetimi ve kostüm tasarımı, dönemin atmosferini mükemmel bir şekilde yakalamıştır. Filmin sanatsal yaklaşımında, dönemsel süreçleri iyi bir şekilde yansıtılırken, güçlü oyunculuk performansları da öne çıkmıştır.

Özet olarak, Bir Zamanlar New York, bir göçmenin hikayesi olarak, umut, çaresizlik ve özgürlük arayışı temalarını etkili bir şekilde işleyen bir filmdir. Dönemin ekonomik ve sosyal zorluklarını, göçmenlerin karşılaştığı ağır koşulları ve Amerikan rüyasının karanlık yönlerini gözlerin önüne sermiştir. Marion Cotillard, Joaquin Phoenix ve Jeremy Renner'ın güçlü performansları ve James Gray'in özenli yönetmenliği, filmin hem duygusal hem de görsel açıdan güçlü olmasını sağlamıştır ve son cümle olarak insanın yaşamak ve yaşatmak uğruna zorluklar karşısında nasıl şekillendiği ve aşkın, umudun karanlık anlarda bile nasıl filizlendiğini anlatan etkileyici bir filmdir.