Quentin Tarantino'nun 2004 yapımı Kill Bill: Volume 2, hikayesi aynı adlı birinci filmin devam filmidir. Aslında klasik devam filmleri tarzında değil de; filmin süresi dört saati bulunca yönetmen Tarantino filmi ikiye bölmeye karar vermiştir. Birinci filmdeki intikam hikayesini derinleştirerek, daha karakter odaklı bir hikayeye büründürmüştür. İlk filmde bol aksiyon ve stilize dövüş sahneleriyle tanıtılan “Gelin” karakteri, bu filmde geçmişi, duygusal yolculuğu ve nihai yüzleşmesiyle daha da karakteristik özelliktedir. Tarantino'nun da benzersiz diyalog yazımı, türler arası geçişleri ve yönetmenlik tarzıyla zenginleştirdiği bu film, bir “intikam hikayesi” olmaktan öteye geçerek duygusal olarak farklı bakış açılarına yön veren bir film olmuştur diyebiliriz. İkinci filmin oyuncu kadrosunda yine Uma Thurman, Darly Hannah, David Carradine, Michael Madsen Budd, Gordon Liu, Michael Parks, Chris Nelson ve Samuel L. Jackson gibi oyuncular rol almışlardır. İlk filmde ağırlıklı rolü bulunan Lucy Lui bu filmde de geçmişi hatırlama bölümünde kısa bir rol almıştır.

Kill Bill: Volume 2 , ilk filmin kaldığı yerden devam ediyor. Beatrix Kiddo, (Uma Thurman), eski sevgilisi ve suikast timi lideri olan Bill'den (David Carradine) intikam almak için başladığı yolculukta geri kalan düşmanlarını alt etmeye çalışıyor. Bill'le ilişkisi, onu öldürmeye çalışan Deadly Viper Suikast Timi üyeleriyle olan flash backler filmin ana omurgasını oluşturmuştur. İlk filmde Vernita Green ve O-Ren Ishii'yi öldürerek intikam yolunda devam eden Beatrix için, şimdi sırada Budd (Michael Madsen) ve Elle Driver (Daryl Hannah) vardır. Ancak bu yolculuk da, yalnızca kan ve kılıç darbeleriyle değil, aynı zamanda geçmişle yüzleşme, affetme ve nihai bir hesaplaşma da vardır.

Ana karakterimiz, olan Beatrix Kıddo, ilk filmde olduğu gibi, burada da kararlı, güçlü ve yetenekli bir savaşçıdır. Ancak bu bölümde annelik ve intikam arasındaki çatışmayı daha derin bir şekilde hissederiz. Beatrix'in kararlılığı, insanlığı ve duygusal yönleri filmi şiddet unsurlarından öte duygusal bir alana çekmiştir. Diğer yandan David Carradine'in usta oyunculuğu sayesinde Bill karakteri de, sadece bir “kötü adam” değil, son derece karizmatik ve karmaşık bir karakterdir. Bill'in Beatrix'e olan sevgisi ve ona yaptığı acımasız manipülatif darbesi filmin en heyecanlı noktalarından birisidir. Filmin finalindeki yüzleşme sahnesi de gerek diyalog olarak, gerekse görsel olarak çok etkileyici bir sahne olmuştur. Michael Madsen'ın canlandırdığı Budd karakteri de, filmde Bill'in kardeşidir ve Deadly Viper Assassination Squad'ın eski bir üyesidir. Ancak Budd'ın sonrasında tek başına yaşadığı tükenmişlik onu uzak bir karavanda, sıradan bir yaşam sürmeye itmiştir. Daryl Hannah'ın canlandırdığı Elle Driver ise hikayenin en nefret edilen karakterlerinden birisidir. Güçlü, acımasız ve tamamen bencil olan Elle, Beatrix'in en tehlikeli rakiplerindendir. İki kadın arasındaki dövüş sahnesi de filmde gerilimin yüksek olduğu, zirve yaptığı bir sahnedir.

Filmin sonlarına doğru, intikamdan çok bağışlamanın öne çıktığını görürüz. Bill ile Beatrix arasındaki yüzleşme, bir hesaplaşmadan çok, bir tür barışma gibidir. Bu, Tarantino'nun kötü duyguları romantize ederek, insani ilişkilerin karmaşıklığını vurguladığı bir andır. İlk filmde yüksek tempolu aksiyon sahneleri, burada daha yavaş, diyalog odaklı bir anlatıya dönüşmüştür. İlk filme göre daha az aksiyon sahnesi bulunsa da, dövüş sahneleri yine hala büyüleyicidir. Özellikle Beatlix ile Elle Driver arasındaki dövüş, hem kareografik olarak hem de aksiyon olarak başarılı bir sahne olmuştur.

Tarantino'nun diyalog yazmadaki ustalığı, özellikle Bill ve The Beatrix’in sahnelerinde kendini göstermiştir. Robert Richardson'ın görüntü yönetmenliği de, filmin duygusal tonunu mükemmel bir şekilde güçlendirmiştir. Çöl manzaraları, samuray kılıcı dövüşleri ve karanlık iç mekanlar, hikayenin atmosferini destekleyerek filmin, samimiyetini ve inandırıcılığını artırmıştır. Ayrıca birinci filmi yazarken atladığım, Tarantino'nun film müziklerindeki seçkin karışık listesi burada da kendini göstermiştir. The RZA ve Robert Rodriguez yaptıkları parçalar, filmin duygusal ve dramatik yapısını güçlendirmiştir. Özellikle bazı aksiyon sahneleri o parçalarla bile hatırlanır olmuştur.

Kill Bill: Volume 2 , yalnızca bir intikam hikayesi değil, aynı zamanda insani duyguların karmaşıklığını, bağışlama ve yüzleşmenin gücünü anlatan bir filmdir diyebiliriz. Tarantino, hem göz kamaştıran aksiyonuyla hem de derin karakter yaratımlarıyla izleyiciyi kendine çekmiştir. İlk filmin yoğun temposunun ardından gelen bu bölüm, izleyicide daha olgun bir anlatım sunarak, hem duygusal hem de düşüncesel bir tat bırakmıştır denilebilir. Bu film, seyircisine aslında şunu hatırlatır: Hayat, yalnızca bir başarıya ulaşmaktan ibaret değildir. Geçmişle yüzleşmek, kayıpların kabul edilmesi ve ilerlemesi, insanın yaşadığı en büyük mücadelelerden biridir. Gelinin (Beatrix'in) yolculuğu, hepimizin hayatla olan mücadelelerimizi ve zaferlerimizi yansıtan bir aynadır. Bu yüzden Kill Bill: Volume 2 , sadece aksiyon yönüyle değil duygusal olarak da insanda iz bırakan bir hikaye olarak hatırlamayı hak eden bir filmdir. İzlemeyenlerin izlemesini mutlaka tavsiye ederim iyi seyirler...