Viktorya dönemine ait bir uygulamadır ölülerle fotoğraf çektirmek, özellikle de ölü çocuklarla fotoğraf çektirmek.
Viktorya dönemi adında da anlaşılacağı üzere Britanya ‘da 1837-1901 yılları ardında tahtta bulunan kraliçe Victoria’nın ismi ile anılan dönem.
Bu dönemin Victoria dönemi diye anılmasının asıl sebebi ölülerle fotoğraf çekilmesi değil. Asıl sebebi kraliçe Victoria’nın sanayi ve kültürel alanda yaptığı değişimlerdir. Ekonomik açıdan adaletsiz bir dönem. Bir taraftan sosyal sınıflar arasındaki farkın derinleştiği, haksız kazançların arttığı bir dönemken diğer taraftan da dinsel yobazlık karşısında bilimsel gelişmelere ve araştırmalara önem verilen bir dönem olmuş.
Biliyorsunuz fotoğraf 1830’da Fransa’da Joseph Nicephore Niepce tarafından icat edildi ve yaygınlaştı. Resme göre daha hızlı ve ucuz bir seçenek haline geldi, yaygınlaştı. Hızlı bir teknolojik gelişim ile herkesin bir fotoğraf makinesi olması için büyük yol alındı. Bu nedenle de zengin olan halk kesiminin yanı sıra imkanları zengin olanlara nazaran daha kısıtlı olan insanlar da hayatlarının en önemli anlarını bu yeni, popüler bir icat ile ölümsüzleştirmek istemişler. Fotoğrafın tercih edilmesindeki bir değer sebep resimden daha hızlı ve ucuz olmasını da eklemek gerekir.
Fotoğraf, tarihi gelişimi anlamında resmin çocuğu olarak da adlandırılır.
Ortalama insan ömrünün 40 yıl olduğu bir dönem. Salgın hastalıklar çok fazla ölüme neden olmuş, özellikle de çocuk ölümlerine. İnsanlar kaybettikleri yakınlarına karşı duydukları güçlü bir özlem duygusu ile onlara ait bazı eşyaları, bir tutam saçlarını saklayarak onları hatırlamak isterlermiş fakat, fotoğraf icadıyla ölümden sonra sevdiklerini hatırlamanın isteyenlerin yeni en etkili bir yolu haline geldi. Böylece insanlar ölen yakınlarının, sevdiklerinin kalıcı bir görüntüsü saklanma imkânı buldular. Yüzlerini unutmadan onları her zaman hatırlayabileceklerdi artık.
Özellikle anne ve babalar ölen evlatları ile fotoğraf çektirerek yaslarını tutuyor ve bir nebze olsa da huzur buluyorlarmış.
O dönem fotoğraf teknoloji ile ölüleri fotoğraflamak canlıları fotoğraflamaya göre daha kolaydı. Düşük enstantane hızları nedeniyle uzun pozlama yapmak gerektiğinden canlılar bir şekilde hareket ettiği için net çıkmıyorlardı. Ama ölüler o dönem fotoğraflarının en net çıkan unsurlarıydı çünkü hareket etmiyorlardı.
Ölü fotoğrafçılığı bu dönemde önemli bir sektör haline gelmiş. Fotoğrafın hangi amaçla çekildiğini belli etmek adına özel fonlar ölen çocukların etrafına çiçekler ya da özel objeler yerleştirilmeye başlanmış.
19. Yüzyılın sonuna doğru tıp alanında yaşanan gelişmeler, salgın hastalıklara ve ölümlere neden olan hastalıkların önünü kesebilecek aşıların geliştirilmesi ile birlikte zaman içinde insanların sevdiklerinin sağ iken çekilmiş fotoğraflarının da albümlerde ya da çerçevelerdeki yerlerini almaları ile ölü fotoğrafçılığından yeterince talep görmez olmuş.
Ölülerin fotoğraflarının çekilmesi ülkemiz basınında 1900’lü yılların sonlarına kadar kullanıldı. Bir kazada, bir intiharda, silahlı saldırıda, cinayete kurban giden insanların fotoğrafları gazete sayfalarında farkı bir amaç için olsa da kullanılmaya devam etti.
Bugün birçoğumuz bu tarz fotoğraflar çekmeyi, çektirmeyi hayal bile edemeyiz. Ama anlaşılan o ki bu tarz bir uygulama Victoria döneminde sıkıntılarla dolu bir dönemde insanların iç huzuru bulmasına yas tutmalarına yardımcı olmuştur.