Çağan Irmak'ın 2008 yılında çektiği "Ulak" filmi, Türk sinemasında farklı bir bakış açısıyla ve masalsı anlatımıyla dikkat çeken bir yapımdır. Bu filmde gerçeklikten masalsı bir dünyaya nasıl geçiş yaparak izleyiciyi mistik bir dünyaya götürdüğünü görmekteyiz. Film, geçmiş ve gelecek arasında, iyi ve kötü arasında, umut ve korku gibi temaları işlerken, halkın içinde yer alan sosyal, kültürel yapıyı da gözler önüne sermiştir. Özellikle Anadolu köy yaşamına dair gelişimi barındırmasıyla da benzersiz bir yere sahiptir. Filmin başrollerinde ÇetinTekindor, Hümeyra, Yetkin Dikinciler, Şerif Sezer, Kaya Akkaya, Melis Birkan, Feride Çetin, Şener Kökkaya, Mahir İpek, Zuhal Gencer, Timur Acar, Rıza Kocaoğlu gibi filmde daha birçok oyuncu rol almışlardır. 
Filmin baş karakterlerinden Zekeriya, köye gizemli bir yabancı olarak gelen, geçmişi sırlarla dolu bir adamdır. Çetin Tekindor tarafından canlandırılan Zekeriya, bir nevi köy halkına "haberci" olarak karşımıza çıkıyor ve eski masallardan, hikayelerden bahsederek onlara umut aşılamaya çalışıyor. Zekeriya'nın karakteri, birçok mitolojik ve edebi kahramana da referans veriyor diyebiliriz. Hem bilge hem de derin bir hüzün taşıyan bu karakter, köyde bir ahırda çocuklara masallar anlatır. Zekeriya'nın köye gelmesinin ardından köyde birçok değişim başlar. Filmin en büyük temalarından biri inanç ve umut arasındaki ilişkidir. Zekeriya'nın masalları, hem çocuklarda hem de köyde bir umut ışığı yakar. Ancak bu umut, bazı karakterlerde korku ve endişe de yaratır. İnancın ve hayalin bireylerdeki gücünü sorgulatan film, izleyiciyi neye inanmaması gerektiği konusunda da düşündürür. Filmin bu yönü, izleyicide aktif bir düşünceyi yaratarak, hikayenin içine alır. Zekeriya, çocukların Ulak karakterinin insanların iyiliği yaymak için çıktığı zorlu yolculukları anlatırken, aslında onların hayatlarının karşılaştığı zorluklara direnç göstermelerini de öğretiyor. Çocuklar için bu hikayeler, kötülüklerle dolu bir dünyada iyiliğe ve adalete inanmayı sembolize etmektedir. Zekeriya'nın hikayeleri, çocukların zihninde hayal gücünü arttırmış ve onları cesaretlendirmiştir. En önemli tarafı da iyi ile kötü arasındaki farkı ayırt etmelerine çabalamıştır.
Film, Türk sinemasında masalsı anlatımı ve halk hikayelerine gönderme yapan yapısı ile de öne çıkıyor. Türk masal geleneği, aşıklık geleneği ve Dede Korkut hikayeleriyle önemli şeyler kurarak izleyiciyi hem yerel hem de evrensel bir hikaye ile buluşturuyor. Bu bağlamda “Ulak”, sıradan bir köyde geçen, ancak mitolojik ve destansı unsurları iç içe aktaran bir anlatıdır diyebiliriz. Zekeriya'nın hikayeleri ve köydeki varlığı, aslında çok eski bir anlatıcılık geleneğinin devamı gibidir. Irmak, filmin bu geleneğini yeniden canlandırarak modern izleyiciye önemli bir kültürel değişimi hatırlatmıştır.
"Ulak" filmi, sinematografisi ve Çağan Irmak'ın ustalıklı görselliğiyle de dikkat çekicidir. Köyün doğal güzellikleri, Zekeriya'nın mistik hikayesiyle birleştiğinde izleyiciye masalsı bir atmosfer yaratmıştır. Filmde kullanılan ışık ve renkler de, hikayenin dramatik bir şekilde sergilenmesini desteklemiştir. Özellikle Zekeriya'nın köye geldiği sahnelerdeki mistik hava, film de anlatmak istediği masalsı dokuyu görsel olarak da tamamlamıştır. Bu durum da, izleyicinin filme duygusal olarak daha da fazla bağlanmasını sağlamıştır.
Çağan Irmak'ın “Ulak” filmi, Türk sinemasında alışılmışın dışında bir yapım olarak dikkat çekiyor. Yönetmenin kendine özgü duygusal anlatım dili, filmi masalsı bir atmosfer içinde gösterirken, izleyiciye evrensel temalar üzerinden bir insanlık dersi de veriyor. Film izleyiciyi sadece hikayesiyle değil, karakterlerin içsel yolculukları ve derin anlam taşıyan sembolleriyle de içine alan bir filmdir. İzlemeyenlerin izlemesini tavsiye ederim iyi seyirler…