Türkiye sinemasının kalbi bilindiği üzere İstanbul' da atmaktadır. Yıllardır, coğrafi konumu, doğası, tarihi dokusu ve mimarisiyle filmlere doğal bir set olmuştur. Konusu İstanbul' da geçen yüzlerce dizi, yüzlerce belgesel ve film izledik. Çöpçüler kralından, Çiçek Abbas’a, Ağır Roman’dan, Eşkıya'ya, Şekerpare'den, Vesikalı Yarim'e, Şoför Nebahat' ten, Organize İşlere vb. İstanbul' un filmlere konu olan mekanlarını sanki içinde yaşıyormuşuz gibi gerek tarihi değişimine gerek kentsel değişimine ve gerekse sosyo – kültürel değişimine tanıklık ettik. Bırakın boğazın manzarasını, yalılarını, vapurlarını, tarihi yarımadasını; ‘Çöpçüler Kralı’ filmindeki gibi, sabahın ilk ışıkları ile aydınlanan o dar sokakları bile, bize; ayrı duygu halleri yaşattı.
Peki Ankara; İstanbul' a oranla daha az film çekilmesine rağmen, sektörün İstanbul’a oranla daha az gelişmesine rağmen; aslında şöyle bir araştırma yaptığımızda hiç de yadsıyamayacağımız kadar film çekilmiş olduğu bir kentte yaşadığımızı görüyoruz. Bu filmlerin, en bilindiklerinin bir kısmının adını sizlerle paylaşmak ve hatırlatmak istedim. Çünkü Ankara’nın da sinemaya ne kadar katkı sağlamış bir kent olduğu gerçekliğinin, farkına varalım istedim.
- Kaderin Mahkumları (1953)
- Köyden İndim Şehire (1974)
- Sürü (1978)
- Zübük (1980)
- Düttürü Dünya (1988)
- Uçurtmayı Vurmasınlar (1989)
- İtiraf (2001)
- Aşk Tesadüfleri Sever (2011)
- Bizim Büyük Çaresizliğimiz (2011)
- Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm (2011)
- Yeraltı (2012)
- Yolunda A.Ş. Çinçin Hikayesi (2015)
Daha sayamadığım niceleri. Hatta bugünlerde vizyonda olan ve yeni izlediğim bir film olan; ‘’Tek Yürek İmalat-ı Harbiye’’ filminin de büyük çoğunluğu Ankara' da çekilmiştir. Örneğin 1962 yılında Dikmen Yıldız’ı adlı, başrollerinde Türkan Şoray ve Önder Somer'in rol aldığı bir film dahi var. Bazı bölümleri Ankara’da çekilmiş. Bunların yanında yabancı filmler de var. Hem de çok eski tarihli 1925 yılında ilk King Kong filminin yönetmeni olan Merian C. Cooper ve Ernest B. Schoedsack adlı yönetmenlerin çektiği, "Gross/A Notion' s Battle For Life” (Çimen - Bir Halkın Yaşam Mücadelesi) adlı bir yolculuk filminin başlangıç sahneleri de Ankara'da geçmiştir. 1952 yılında Five Fingers adlı Yabancı filmin bir kısmı yine Ankara' da çekilmiş. 1953 yılında ise tamamı Ankara' da çekilmiş ilk film olan "Kaderin Mahkumları" filmi bu özelliğiyle ilk olma unvanı taşımaktadır. O dönemki Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularının rol aldığı filmin yönetmenliğini yine Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Vedii Cezayir ve Ekmel Hürol üstlenmiştir.
Burada asıl anlatmak istediğim bir nokta da bu filmlerin tarihi belgeleme işlevlerinin, bize her alanda kazandırdıklarıdır. Kent belleğinin, kent hafızasının korunmasında sinemanın büyük bir fayda sağladığıdır. Kentin sokaklarının, caddelerinin, meydanlarının, binalarının geçirdiği değişimi belgelemesi kentler için çok önemlidir. Restorasyonu yapılacak olan bir binanın ya da bir yapının, eğer elde yeteri kadar verisi yoksa tesadüfen de olsa bu filmlerde denk gelinip fayda sağladığı gibi hikayeleri geçmişte duymuştum. Sinema sadece kentsel değişimleri ve dönüşümleri değil; sosyo - kültürel alandaki değişimleri de gözler önüne sermektedir. Örneğin o dönemki insanların giyim tarzlarını, saç tarzlarını, aksesuarlarını, modayı, kullandıkları araç gereçlerini, günlük konuşma dillerini, şivelerini daha bir sürü o dönemki sosyo-kültürel olguyu ve olayı en ayrıntısına kadar, bizlere göstermektedir. Bir filmi izlerken sadece oradaki konuyu değil. O toplumunun dönemsel olarak yapısını da görmüş oluyoruz. Sinema bir nevi geçirdiğimiz yılların gerçekliklerini bizlere hatırlatıyor. Yaşadığımız kentteki bu gerçeklikleri daha da detaylı anlayabilmek için; bir dönem Ankara’da çekilmiş filmler başlığı altında her hafta yeni bir filmi işlemeye çalışacağım. Umarım birlikte yeni şeyler öğreniriz. Sizler ve yaşadığımız kentimiz için faydalı olur. Tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.