Bir filmi izlemek için birçok nedenimiz vardır. Kimi zaman konuyu merak ettiğimiz için, kimi zaman güzel vakit geçirmek için, kimi zaman bir ders çıkarmak için, kimi zamansa farklı duygu hallerini yaşamak için izleriz. Bunların yanında artık farklı bir nedenden dolayı film izleyen bir kitle de oluştu diyebiliriz. Filmi beğenip beğenmemek ilk sırada değildir, bu izleyici kitlesi için. Filmde yönetmenin bütün planlarında, bütün sahnelerinde, bütün diyaloglarında, müziklerinde, hatta filmin renginde dahi farklı bir anlamlar ararlar. Bu anlamları çözmek için uğraşırlar. Daha sanatsal bir bakış açısıyla yaklaşırlar olaya. Senaryo yazarları ve yönetmenler de izleyicilerdeki bu beklentileri dikkate alarak filmler yapmaktadırlar.

Diğer sanatlarda olduğu gibi; sinemada zaman içinde kendini yenileyerek, geliştirerek ilerlemektedir. Gerek biçim, gerekse içerik yönünden sürekli evrilmektedir. Kendisini geliştirmektedir. Farklı yaklaşımlar geliştirmekte, farklı türler ve tarzlar oluşturmaktadır. Bu nedenle de kendi içerisinde, klasik sinema ve modern sinema gibi daha genel bir ayrıma gitmiştir. Bu değişimde en büyük etkende tabi ki senaristler ve yönetmenler olmuştur. Gerek biçim gerekse içerik yönünden konuyu anlatış tarzları, kendi dilleri ve üslupları, alt metinleri, anlam yaratma biçimleri etkili olmuştur. 

Birçok edebiyat eserinde olduğu gibi filmlerde belli bir matematikle ilerlerler. Giriş, gelişme, düğüm, çözüm gibi. Hikayeyi bu yöntemle anlar ve izleriz. İşte bazı filmler ise artık, bu yöntemle çekilmezler. Orada anlatılmak ya da gösterilmek istenen farklı bir şey vardır. Sıradışıdır. Bazılarında soyut bir anlatım vardır. Bazıları tamamen gerçek dışıdır. Aslında genelleme yapmamak üzere, bu anlatım yeri geldiğinde diğer normal filmlerde de bazen kullanılmıştır. Sinema tarihi boyunca da var olmuştur. Sadece günümüzde biraz daha belirgin bir ayırıma gidilmiştir. Tür olarak salt tematik sanatsal filmler çekilmeye başlanmıştır. Bu filmler kendilerine ait bir izleyici kitlesi de yaratmıştır. Biraz daha konuyla alakalı ya da ilgisi olan kişiler bu filmleri takip eder olmuşlardır. 

Bu maksatla yapılan bu filmlerde, sıralı gördüğümüz planlar görüntüler, daha doğrusu oradaki hiçbir şey rastlantısal değildir. Yönetmen, bizim orada görmemizi istediği şeyi koymuştur. Vermek istediği mesajı bize, ya dolaylı olarak ya da direkt olarak vermiştir. Geriye kalan izleyicinin öncelikle, filmi bütünüyle anlaması ve içselleştirmesidir. Bütünüyle anlamak derken; bir araya gelen parçaları; öykü, konu, oyunculuk, ses, ışık, sinematografi, kurgu, sanat, kostüm vs. gibi bu detayların hepsinin hesaba katılması gerekir. Bütün bu detayları yorumladığımız zaman, filmin okumasını zaten yapmış oluruz. Filmin içerisinde sözsel olarak veya nesnel olarak, ne görüyorsak, ne duyuyorsak anlamlandırmaya çalışırız. Çünkü orada hiçbir şey rastgele konulmamıştır. Örneğin; filmde bir kitap görüyorsak, bu kitap bilinçli olarak konulmuştur. Duvarda bir poster, bir resim görüyorsak, oraya bilinçli yerleştirilmiştir. Bunların hepsinin filmde bir anlamı, filmle bir bağlantısı vardır.

Bir filmi biçim ve içerik yönlerinden değerlendirirken, yönetmenin dili ve üslubu da çok önemlidir. Hatta diğer filmlerini de bilmek, izlemiş olmak, bize film hakkında başka ipuçları verebilir. Bu nedenle, senarist ve yönetmen hakkında da fikir sahibi olmamız gerekir. Daha önceki yaptığı işler ney? Genelde filmlerinde hangi konuları işliyor? Tarzı ney? Gibi. Aslında yazının başında da söylediğim gibi; bir filmi beğenip beğenmemekle ilgili bir şey değildir. Film okumak aslında beğendiysek neden beğendiğimizi, beğenmediysek neden beğenmediğimizi sorgulama aşamasıdır biraz da.

Sonuç olarak; sizlerde klasik filmler dışında, bu tarz filmlere ilgi duyuyorsanız, yukarıda saydığım şeylere dikkat ederek, çok daha fazla film izleyip, yakınlarınızla bu filmlerin paylaşımlarını yaparak, sinemanın evrilmesine, yenilenmesine katkı yapmış olacaksınız. İzleyici olarak bizlerin, sinemaya yön verici olarak böyle bir gücümüzün olduğu düşüncesindeyim. Bu gücümüzü kullanarak, filmleri hem izleyerek hem de okumasını yaparak, sinemamızın daha da gelişeceğine, buna katkı yapacağımıza inanıyorum. İyi günler diliyorum.