Temiz futbola doyduğumuz Avrupa şampiyonası sona erdi. Kazanan her kesimin beğenisini kazanan ve oynadığı futbolla gözlerin pasını silen İspanya oldu. Turnuvanın en genç kadrolarından biri olan İspanya, Nico Willams, Yamal, Dodri, Pedri ve Olmo gibi usta ayaklarla favori çıktığı İngiltere karşısında kupaya uzanmayı bildi.

Kollektif futbol ve takım oyununu ders niteliğinde gösteren İspanya, en iyi savunmanın hücum olduğunu bir kez daha gösterdi. Geriye düştüğümüz Hollanda maçında neyi yanlış yaptığımızı İspanya’yı izleyince anlayabildik.

İspanya’yı hücumda bu kadar etkili oynatan bir başka faktör ise Real Madrid’li Carvajal ve Chelsea’li Cucurella’nın takıma verdiği özgüven ve defansı toparlayan hamleleri oldu.

İspanya’nın hak ettiği şampiyonlukla beraber, İtalya, Belçika, Almanya, turnuvanın hayal kırıklığı yaratan ekipleri oldu. Sürpriz adayları arasında gösterilen, Hollanda, İsviçre, Portekiz, Avusturya ve Türkiye ise renk katmaktan öteye gidemedi.

Gelelim milli takıma. Grupta Gürcistan ve Çekya galibiyetleri bizi bir üst tura taşıdı. Avusturya karşısında favori çıkmadığımız maçta tur atlarken şans yanımızdaydı ve ülke olarak hemen final hayalleri kurmaya başladık. Oysa ki maçın hükmedeni Avusturya karşısında Mert Günok’un olağanüstü kurtarışları bizi çeyrek finale taşıdı. Bu maçın son diliminde geriye yaslanmanın doğru futbol hamlesi olmadığını ne taraftar görebildi, ne de teknik direktör Montella.

Hollanda maçı da benzer bir mantıkla geçti. Hamlelerde geç kalmak, oyunu ceza alanı önünde kabullenmek, ileride topu tutacak oyuncuları kenarda unutmak sonu hazırladı.  Yaşı genç olan A milli takım gelecek turnuvalar için umut verdi.

Şampiyonada en dikkat çeken unsurlardan biri de hakemlerin oyunu devam ettirme konusundaki tavrı oldu. Özellikle çeyrek final sonrası hakem performansları, ligimizdeki yönetimlerle karşılaştırınca büyük bir seviye farkı olduğunu gösterdi.

Şampiyona sona erdi ve gözler TFF seçimlerine çevrildi. Mevcut başkan Mehmet Büyükekşi ve eski Trabzonspor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, başkanlık için mücadele edecek.

Süper Kupa krizi, İstanbulspor’un sahadan çekilmesi, sahada bir takımın linç edilmeye çalışılması, hakemlerin oyun alanında yumruklandığı bir sezonun ardından kendilerini başarılı görenler tekrar oy istemeye karar verdi.

Şenes Erzik’ten sonra Avrupa’da Türk futbolunu başarıyla temsil eden Servet Yardımcı ise adaylıktan çekildi. Güçlü bir yönetim kadrosu oluşturan ve iddialı görünen Yardımcı’nın adaylıktan çekilme açıklamasında altı çizilmesi gereken çok önemli bir cümle var. “TFF başkanlığına adaylığımı açıklamamın ardından, malum kirli yapı tarafından mevcut sistemin devam edebilmesi adına başlatılan kumpas, Rizeli Yardımcı ailesinin ve benimle birlikte yola çıkan insanların geçmişiyle ve ahlakıyla asla bağdaşmayacak şekilde, yalanlarla, iftiralarla, kumpaslarla, şahsımı, ailemi, onurumu, haysiyetimi, itibarımı, hedef almaktadır” Malum kirli yapı kimdir? UEFA, TFF seçimleri sonrası soruşturma başlatıp Yardımcı’dan savunma isterse bu kirli yapının isimleri açıklanır mı?

Kaos ve kargaşayla dolu bir futbol sezonu bizi bekliyor.